Din samimiyettir, içten ve
gönülden bağlılıktır
Babam anjiyo olup iyileştiğinden beri, beni sandalyemle mahalle
camisine Cuma namazına götürüyor. Çünkü
cami girişine rampa yapıldı.
Tekerleri silip giriyoruz.
Fakat
geçen hafta, babamın bir işi çıktı, camiye götüremedi. O gün evde, internetten
TRT Diyanet Tv’deki canlı yayından
Cuma namazını, vaazı ve Cuma hutbesini dinledim.
Cuma günleri, Cuma ezanı (öğle ezanı) okunmadan değerli bir hoca
30-40 dakika vaaz verir, biliyorsunuz. Biz o hafta camiye gidemedik, ama vaazı internetten
izledik.
İşte
bu yazıda, inşallah o vaazda öğrendiğimiz
bilgileri aktaracağız.
Bu
hafta Kutlu doğum haftası başladı. (14-20 nisan 2014) Diyanetin bu yıl ki
konusu “Din ve Samimiyet” imiş.
Hocamız,
bir hadis-i şerif vardır, biliyorsunuz, hatta camilerde hocanın vaaz verdiği
kürsüde bile yazılıdır, dedi. Peygamber Efendimiz SAV buyurmuş ki:
“Eddinu nasiha" yani “Din
nasihattir” (Müslim, Buhari, İman)
Hocamız,
bu kelime türkçede nasihat, öğüt anlamında kullanılsa da aslında nasiha kelimesi
arapçada samimi olmak, içten olmak anlamına gelir. Buna göre hadisi aslında “Din samimiyettir” diye anlamalıyız,
dedi.
Hristiyan bir din bilgini iken hicretin dokuzuncu
senesinde Medine’ye gelerek İslam’la şereflenen Temîmu’d-Dârî’nin rivayet ettiğine
göre bir gün Allah Resulü SAV,
ashabına hitap ederken, üç kez tekrar ederek şöyle seslendi:
“ الدِّينُ
النَّصِيحَةُ (Din samimi olmaktır. Din samimi olmaktır. Din samimi olmaktır.)”
Sahabeden bazıları, “Din kime karşı samimi olmaktır ya Rasulallah?” diye sordular.
Sevgili Peygamberimiz de (sas.),
“Allah’a
karşı, Kitabına karşı, Peygamberine karşı, Müslümanların meşru idarecilerine
karşı ve bütün Müslümanlara karşı samimi olmaktır.” diye cevap verdi.” (Müslim, Îmân, 95; Ebû Dâvûd, Edeb, 59)
Her ibadetimizde ve her halimizle samimi
olmalıyız. Vaazı veren hocamız latife ile karışık bir anektod anlattı: Hacdayken yaşlı
bir amca kabenin karşısında, gözünü
kapatmış, elini açmış gözyaşıyla dua ediyormuş.
Bir hacı arkadaşı kulağını amcanın ağzına yanaştırmış. Allah’ım benim canımı burda
al, bu topraklara gömüleyim, diye dualar
ediyormuş.
Kafileden cep numarasını bilen bir hacı arkadaşı
şaka olsun diye, amcanın cebini aramış.
Duayı kesip hemen telefonu cevaplamış. Tamam
hacı, duan kabul oldu, diyen sesi duyunca hacı amcamız :
Dönüş
biletimi de almıştım, daha inşaat bitmedi, şu var, bu var, diye bahaneler sıralamış...
:)
İhlas ve
samimiyet,
sadece inanç ve ibadetlerimizde değil, insanlarla ilişkilerimizde de son derece
önemlidir. Müslüman’ın Müslüman’a karşı
samimi, içten ve gönülden davranması da dinin önemli bir ilkesidir.
Zira
müminin en önemli vasfı olan güvenilirlik ancak içten ve samimi davranışlarla
sağlanabilir.
Aile ve akraba ortamında, komşuluk ve arkadaşlık ilişkilerinde, iş ve ticaret
hayatında, kısacası hayatın her alanında insanlara karşı içten ve samimi
davranmak en büyük ahlaki erdemlerdendir.
Bu erdemi
kazanmanın en kısa yolu da her işimizde Allah rızasını ön planda tutmak ve
O’nun her an bizi görüp gözettiğini aklımızdan çıkarmamaktır.
Halis ameller, riya ile, gösteriş arzusu ile, “desinler diye” yapılarak
kirletildiğinde anlamını kaybeder. Samimiyet olmadan değerler, değerini
yitirir. “Cömert” desinler diye
infakta bulunan, “âlim” desinler
diye ilim tahsil eden, “kahraman”
desinler diye savaşan kimsenin
çabasının Allah nezdinde hiçbir kıymeti yoktur.
Ayet-i kerimede de ifade edildiği gibi, Allah’ın azabından sadece O’nun ihlaslı
kulları kurtulacaktır. (Sâffât, 38-40)
Hz. Peygamber bir hadislerinde SAV, “Ey yücelik ve ikram sahibi! Beni ve ailemi dünya ve ahirette her an
sana ihlas ve samimiyetle bağlı kıl.” şeklinde dua etmiştir.
Netice olarak Hz. Peygamber’in SAV din tanımı şöyledir:
“Din
samimiyettir; içten ve gönülden bağlılıktır. Din samimiyettir; içten ve
gönülden bağlılıktır. Din samimiyettir; içten ve gönülden bağlılıktır.”
Celalcelik@gmail.com
Ankara ( Konya-Ereğli )
http://celal1973.blogspot.com/
http://celal1973.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder