3 Kasım 2013 Pazar

Bu kadar Dünyaperestlik olur mu?


Bu kadar Dünyaperestlik olur mu?

 

Öyle bir devirde yaşıyoruz ki, -hadislerden alıyoruz , kıyamete yakın ahir zamandayız-   malesef pekçok insan nefsinin ve şeytanın oyuncağı olmuş.

 

Cenab-ı Hak dünya malı ile şu ayetlerde buyuruyor ki:

"Kadın, oğul, birikmiş altın ve gümüş, güzel atlar, hayvanlar ve ekinler insanlara sevdirildi. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarından ibârettir." (Âli İmran Suresi 14)

 

"Muhakkak ki dünya hayatı; oyun, oyalanma, süslenme, aranızda övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma gayretinden ibârettir." (Hadîd Suresi 20)

 


Rahmetli Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi’nin bir sohbetinde şunları dinlemiştim:

 

“Eskiler dünyayı yaşlı, acuze bir koca karı fahişeye benzetmişlerdir. Yani yüzünü, gözünü öyle boyamış ki, dışardan yaşlılığı, yüzünün kırışıklığı anlaşılmıyor, ama kırıtıyor, mendil atıyor, işve yapıyor, onu kandırıyor, bunu kandırıyor, mendil atıyor, gel peşimden, diyor.  

 

Velhasıl bu dünya pekçok insanı aldatıyor. Ahireti unutturuyor. Onun için kahpe dünya demişlerdir. İranlı bir şair der ki, Sakın dünyadan sana sadık bir yar olur sanma! O, birtek senle değil, bin tane kocası olan karıdır. Dünyanın vefası yoktur.”

 


Şimdi anlatağım gerçek olay tam güler misin, ağlar mısın denen tarzdan...

 

Efendimiz SAV bizi şöyle uyarıyor:

“Şüphesiz her ümmetin bir fitnesi vardır. Ümmetimin fitnesi, imtihan vesilesi de Maldır.”  [Tirmizi,Zühd26]

 

Bir şehrimizde yaşayan dünya malına düşkün dört erkek kardeş anne ve babaları yaşlanınca birşeye karar vermişler.

 

Anneleri birer ay sırayla kardeşlerde kalacak. Babalarını ise huzurevine yatıracaklar. Bilmiyorum sorun ne, ama baba sağlıklı. Belki de huysuz falandır, neyse. Belki de Allah’ın hikmeti, o da babasına bakmamıştır, kimbilir...

 

Babalarını on kilometre ötede özel bir huzurevine yerleştirmişler. Yıllarca arayıp sormamışlar, sadece aidatı yatırmışlar. Defalarca uyarılmasına rağmen, oğullar son altı ay aidatı yatırmamış.

 

Sonunda yöneticiler ve baba oğullarına bir oyun hazırlamışlar. Huzurevinden aramışlar. Babanız vefat etti, lütfen gelin cenazeyi alın, diye telefon açmışlar.

 

Oğullar hemen birbirine haber vermiş, hemen cenazeyi kaldıralım, demişler. Bu habere sevinmişler, zira babalarının üzerinde tapulu arsalar varmış.

 

Hemen mezarlıktan bir mezar yeri alıp, mezar kazdırmışlar. Kasaptan kilolarca et alarak fırına, cenazeye geleceklere ikram için kıymalı pide siparişi vermişler.

 

Sonra da babalarının cenazesini almak için huzurevine gitmişler. Huzurevine yaklaşırken, balkonda oturanın babaları olduğunu görünce:

 

Oğullardan biri hemen cep telefonundan fırını aramış. Pideyi durdurun, babam ölmemiş, demiş... Güler misin, ağlar mısın bu hale...

 

Bari babalarının ölmemesine Allah’a şükür için cemaate pide dağıtsalardı. :) Değil mi?

 

Efendimiz SAV buyuruyor ki:

“Eğer dünyanın Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kafire dünyadan bir yudum su bile içirmezdi.” [Tirmizi Zühd 13.İbni Mace Zühd3]


Yine Efendimiz SAV şöyle der:
“Mal ve makam sevgisinin müslümanın dinine verdiği zarar, iki aç kurdun bir koyun ağılında koyunlara verdiği zarardan daha fazladır.” (Tirmizi, Taberani)


Sakın yanlış anlamayın, yazımın gayesi fakir yaşayalım demek için değil, dünya sevgisi kalbimize girmesin. Yani tabi ki mal edinelim, helalinden çok kazanalım ama bunları zekat, sadaka, yardım gibi hayırlarda kullanalım.

 

Allah hepimizin rızkını bol eylesin, bizi hep VEREN EL yapsın!

 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder