Kader senin tercihindir
Herkesin kadere belli ölçülerde inancı vardır. Ama kadere, hayrın
ve şerrin Allah'tan geldiğine kesin olarak inanmak, imanın bir şartıdır.
Çoğu insan
hapishanedekilere diyor ki "Kader
mahkumu". Ne demek kader mahkumu? Eğer ortada özgür irade
ile şeçilerek işlenilen bir fiil varsa, kaderin ne suçu var.
Allah iki tür irade ile insanların kaderini yazmıştır. Dikkat edin bu nokta mühim. Önceden bilerek yazma söz konusudur. Birincisi
"külli irade" ve ikincisi "cüz-i irade” dir.
Külli irade; önceden Allah'ın imtihan olarak, insanlara takdir
buyurduğu olaylardır. Bunlar insanlara seçme iradesi verilmeyen olaylardır.
Örneğin, Tekerlekli sandalyeye bağlı bu hastalığı, ben seçmedim. Bu, bana
Allah tarafından imtihanımın bir gereği olarak verildi.
Bunun gibi insanların dünyaya gelme yılı, ailesi, ülkesi, rengi vs. hep
külli iradenin yani Allah'ın bizlere takdir buyurduğu kaderin parçalarıdır.
Cüz-i irade ise, Allah tarafından özgür
irademizle seçmemiz için verilen özgürlüklerdir. Ve yaptığımız her iyi/kötü her
seçimin ahirette hesabı var.
Mesela, televizyonun karşısına oturmayı, bilgisayara tercih ettik
diyelim. Hangi kanalda, hangi tür programı izlemeyi seçmeyi, hep bize verilen
bu cüz-i irade ile yapmaktayız. Haram
şeyleri izleyene günah yazılır. Faydalı şeyler izleyene sevap yazılır.
Kader’le tevekkül birbirini tamamlar. Yani bir öğrencinin üniversiteyi
kazanması kaderdir. Fakat, Öğrenci sebeplere sarıldıktan sonra neticeyi
Allah'tan beklemelidir.
Öncelikle çok çalışmalı, dinlenmeli,
uykusunu almalı, düzgün beslenmeli... Yani bütün şartları yerine getirip,
sonuçtaki bir başarı yada başarısızlığın Allah'ın takdiriyle oldugunu kabul
etmelidir.
Şimdi diyelim ki birisinin
elinde bıçak var. Ve bu bıçakla ne yapacağını kendisi seçer. İnsan da
öldürebilir, salata da yapabilir.
Ama olay şu ki, zaman ve mekanın
dışında olan Allah ezelden ebede olan ve olacak herşeyi sonsuz ilmiyle
bilmektedir.
Yani Allah olayları önceden biliyor. Mesela
bir adam Kasım-2013 de güneş tutulması olayı olacak diye bir deftere yazsa ve o
gün geldiğinde güneş tutulması olduğunda, olay adam deftere yazdığı için olmaz.
Bu misal gibi Allah sonsuz ilmi ile
gelmiş geçmiş bütün olayları bilmektedir. Bu örnek gibi önceden bilmenin olacak
olaylara etkisi yoktur.
Peygamberimiz SAV biliyorsunuz Allah’ın bildirmesiyle kıyamete
yakın ahir zamanda olacak olayları bildirmiştir. (Ahir zaman yaşadığımız bu devirdir)
(Kaderi tenkit eden, başını örse vurur, kırar. Rahmeti ittiham eden, rahmetten mahrum kalır. Bediüzzaman)
Ve Allah, Kader defterinde aslında
bizim ömür boyu cüzi iradelerimizle hangi tercihleri yapacağımızı önceden
bilerek yazmıştır.
Ben dünya hayatını
bir futbol maçına benzetiyorum. Saha dünyamız... Takımımızda tek oyuncu var, o
da biziz... Rakip takım ise kötülüğü emreden bizim nefsimiz ve görünmeyen şeytanlar
ve de şeytanlaşmış insanlar.
Bunlarla mücadele edip yaptıgımız her iyilik, ibadet, hayırlar attığımız
gollerdir. Nefsimiz ve şeytana mağlup olarak yaptıgımız her günahta yediğimiz
gollerdir.
Kader konusunda epey
bir araştırma yaptım. Kader Allah'ın herşeyi ezeli
ilmiyle bilmesidir. Allah zaman ve
mekanla bağımlı olmadığı için, onun katında her şey sanki olmuş
ve bitmiştir.
Ben buna bir maçın tekrarını izlemek gibidir diyorum. Yani Allah, her
insanın yaptığı maçın sonucunu biliyor. Ama bilmek sonuca etki
etmiyor...
Yani diyelim ki, bir öğretmen (KAHİN olsa, olmaz ya :) diyelim ki) sınav yapmadan önce not defterine öğrencilerin
sınavda alacağı bütün notları yazsa ve öğrencilerini sınav yapsa...
Sınavdan zayıf alan öğrencinin öğretmene kızmaya hakkı var mı? Sen
notumu düşük yazdın o yüzden ben zayıf aldım diyebilir mi? Önceden alacağı notu
bilmesinin öğrencinin iradesine yani alacağı nota bir tesiri yok...
Allah katında olay maçın
tekrarını izlemek gibidir... Ama biz insanlar zaman ve mekanla bağımlı
olduğumuz için, bize maç devam ediyor ve maçın sonucunu bilmiyoruz...
Öğrendiğime göre
aslında kader şunun için iman akidesine dahil olmuş. Yaptığımız iyiliklerle övünmemek
için kadere yapışmalıyız. Ve kötülüklere kaynak olarak nefsimizi
göstermeliyiz ve her an istiğfar etmeliyiz.
Yani mesela çok zengin olduk, bu benim çalışmamdan oldu demek... Yada
bir insan öldürsek, suçu kadere atsak, kaderimde bu yazılmış desek... Bunlar
büsbütün kadere ve seçme iradesine aykırı bir durumdur.
Düşündüklerimi kısaca özetledim.
Yazmaktan çok hoşlanıyorum. İnşallah düşündüklerime katılırsınız. Yine ara ara
yazmak istiyorum. Düşünmek ibadettir.
Arkadaşlar bu benim kişisel öğrendiklerimle
yazdığım yazıdır. İnşallah biraz olsun yardımcı olmuşumdur.
Hatam varsa Allah’ım affına sığınıyorum.
Celal Çelik Ankara
( Konya-Ereğli )
Ağzına yüreğine sağlık kardeşim keşke her kez okusa kendilerine ders çıkarsalar Allah yolundan ayrılmasalar Allah'a emanet ol.
YanıtlaSil