Gerçek aşka ulaşmak
Merhaba sevgili dostlarım, Bu hafta ne yazayım diye düşünürken ilahi aşk maceramın yine böyle bir
ramazanda başladığı hatırıma geldi.
Belki yazılarımı okuyanlardan bir kişinin bile olsa kafasında
bir ışık yanabilir düşüncesi ile hayatımı anlattığım kitabımdan bir bölüm
kopyalıyorum.
***
Sanırım 2002 yılının ekim ayı
idi. Stresli bir çalışma ortamında çalışırken bir e-mail aldım. Birtakım sorular vardı ve cevapları Kuran-ı Kerim'de
bulabilirsiniz diyordu.
“Yaşamın amacı nedir? Ölen insanlar nereye gidiyor? Cennet,
cehenneme kimler, nasıl gider? Dünya hayatının değersizliği... Kalpten yapılan
bir tövbe ile günahsız yaşama başlanacağı... vs...” gibi sorulardı.
Ramazana bir hafta vardı. Eğer varsa günahlara tövbe-istiğfar edip Kuran okumaya karar verdim. Zaten
Ağustos 2002 de tövbe etmiş sigarayı da bırakmıştım. (Yaptığım bir hesaba göre
on bin dolar civarı parayı yıllarca sigaraya yatırmışım... Sağlığıma yaptığı
zararı saymıyorum bile... )
Ramazan da bir
ay orucu sadece ve sadece Allah benden razı olsun diye tuttum... Aslında oruç
tutmakta zorlanıyorum. Çünkü şimdilerde sıcakta oruç tutunca hiç can kalmıyor.
Patates çuvalı gibi oluyorum.
Ama 2002 yılında ramazan kış günlerindeydi. Oruç çok zor
gelmemişti.
Elhamdülillah Allah bana
İslamın kapılarını açtı. Çünkü Allah, kendisine adım atana yürüyerek gelirmiş.
Yürüyene koşarak gelirmiş. Evet öyle diyor Efendimiz SAV. Aslında Allah herkese hidayet vermek istiyor.
Sadece kendisini (c.c) hatırlamamızı, sevmemizi ve önemlisi O’na samimi
olmamızı istiyor. Yeter ki O’nun kapısına gelip tokmağa dokunalım.
Kuran-ı Kerim'i yedi ayda bitirdim. Evet Türkçe mealini..
Akşamları işten gelince 10-15 ayet okuyordum ama defalarca okuyup, konu
üzerinde düşüncelere dalıyordum. Ve hayatımda tatbik etmeye başladım.
Mesela, “Mü’min erkekler ve
kadınlar gözlerini haramdan korurlar”
(Nur suresi 30. 31. ayetler) ayetini okuyunca sokakta veya televizyonda
olsun, çıplaklık içeren hiç bir şeye bakmama, yönümü çevirme, televizyonda
kanal çevirme kararı aldım.
O zamanlar film izlemeyi seviyordum. Genelde bütün filmlerde bir
müstehcen sahne oluyordu. Mesela birileriyle birlikte aynı filme bakarken
kanalı değiştirmiyordum. Ama gözlerimi
kapatıyordum.
Ve o sahneye bakmadığım için filmin konusunda kaçırdığım bir nokta
olmuyordu. Şimdilerde 2002 öncesi
hayatım için “Cahiliye dönemim” diyorum.
***
... Devamını belki okumak
istersiniz:
C. Çelik / Ankara ( Konya-Ereğli )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder