“Ne kadarda az şükrediyorsunuz?”
Kıl dönmesi ameliyatı olduğumdan beri beş aydır hala yüzüstü
yatıyorum. Yara hala kapanmadı. Allah’ın sevmediği bir yatış şekli
biliyorum ama mazeretim var Rabbimizin affına sığınıyorum. Sabır ve şükürle bu
uzun yatış meyveli oldu hamdolsun. Allah elliden fazla yazı yazmamı nasip etti.
Gaflet, Allah’ı unutmak demektir. İbadetten uzak, günah işlediğinin
farkında olmayan insanlar için “Allah gafletten uyandırsın” diye dua
ederiz.
Ama bence dindar insanlar da gafletteler. Ben kendimi
dindar görmüyorum. Benim gibi namaza benzer bişey kıldığını zannedenler de,
engelliler de gaflet uykusundalar.
Çünkü yeterince şükretmiyoruz. Şeytanın en büyük oyunu
insanların şükretmemelerini sağlamaktır. Rabbimiz Kuran’da Şeytanın bu hilesini
haber vererek bizi uyarıyor. Ama yine de bu uyarıyı unutup aldanıyoruz.
“(İblis) Dedi ki: “Madem öyle, beni azdırdığından dolayı
onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup)
oturacağım. Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından
sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.” (Araf Suresi, 16-17. ayetler)
Halbuki her an Allah’a şükür için “Elhamdülillah” demeliyiz.
Nasılsın denildiğinde iyiyim hamdolsun demeliyiz. Diyoruz demesine de kalpten
şükür hisleriyle dolmuyoruz. Öyle bir gafletteyiz ki sahip olduğumuz şeyleri
düşünmüyoruz.
Yürümenin ne büyük bir mucize ve nimet olduğunu ve her an
şükretmeniz gerektiğini en iyi biz engelliler biliriz. Bazen bakıyorum insanların
nasıl yürüdüklerine şaşırıyorum. Önce bir ayağını kaldırıp öne atıyor.
Ağırlık öbür ayağına biniyor. Dengeyi bozmadan böyle devam ediyor.
Hele bazen maçlarda saygı duruşunu izliyorum. İnsan kıpırdamadan
dimdik ayakta duruyor. Acaba bir sopayı dimdik ayakta durdurmak için kaç
dayanağa ihtiyaç olurdu. İnsanın ağaç gibi yeraltında kökleri yok. Ey
yürüyebilen insanlar her ayağa kalktığınızda şükredin.
Ama bu mucizeye şükretmeyi Melun Şeytan bize unutturuyor. Çünkü
bir şey sürekli olunca alışıyoruz ve böylece gaflete dalıp şükretmiyoruz.
Hergün yediğimiz ekmeğin değerini ramazanda anlıyoruz. Aslında Rabbimizin orucu
emretmesinin bir hikmeti de nimetlerin kıymetini anlamamızdır.
Sahip olduğumuz nimetlerin değerini anlayıp şükretmemizin
bir yolu da hastane ziyaretidir. Ben emekli olduğumdan beri, pek çok kez
hastanede yattım. Hastanede öyle hastalar gördüm ki halime şükrettim. Belki de
bazıları da beni tekerlekli sandalyede görünce şükretmişlerdir.
Şikayete hakkımız yok. Bizim sahip olduklarımızı hayallerinde
yaşatan nice insanlar vardır... Gözlerimin görmesine, konuşmaya ve müzik
dinlemenin ŞÜKRÜNÜ NASIL YAPSAM?
Ben yürüyemediğim için üzülürken annesinin yüzünü görmeyi ve sesini duymayı hayal kuran binlerce genç var.
”Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!” (Secde suresi, 9. ayet)
Hatırlarsanız aylar önce, beş yüzyıllık ömründe hep ibadet eden
bir adamın mizanda bu beş yüzyıl ibadetinin sadece bir gözüne karşılık
geldiğini anlatan bir yazı göndermiştim:
Yani hakkıyla asla şükredemeyiz ama sık sık “Elhamdülillah”
deyip şükür hisleriyle dolmalı ve “Estağfirullah” diyerek te bu eksik
şükrümüze af dilemeliyiz. Ne kadar az şükrettiğimizi Rabbimiz bir çok ayette
bildiriyor.
”Hâlbuki O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!” (Mü’minûn suresi, 78. ayet)
Şükürsüzlük öyle bir nankörlüktür ki, Allah bizleri Şeytanın bu tuzaklarından korusun. Bize minik bir hediye verene defalarca teşekkür ederken, bizi yoktan vareden, böyle bir güzel ülkede yaratan, bizi ballarla, sütlerle, muzlarla, baklavalarla, böreklerle, karpuzlarla besleyen Allah’a şükredilmez mi?
Babam hergün beni tuvalete götürür ve vinçle klozete oturtur.
Yatağıma geri getirince bazen teşekkür etmeyi unutuyorum. Ama babam yine beni
hergün tuvalete götürmeye devam eder. Allah razı olsun deyince yüzünde bir
gülümseme belirir. Allah şükretmesekte nimetlerini kesmiyor ama şükredince
kazandığımız sevapları ahirette göreceğiz inşallah.
Fakir olduğu için maddi yardım yaptığımız engelli genç babamı her
gördüğünde teşekkür edip içten dualar eder. Babamla onun bu samimiyetini
hissediyoruz ve yeni yeni yardımlar yapıyoruz. Biz acizane böyle yaparız da
sonsuz rahmet ve cömertlik sahibi Allah yapmaz mı?
“Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size nimetlerimi
arttırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, Benim azabım
pek şiddetlidir.” (İbrahim Suresi, 7. ayet)
Peygamber Efendimiz SAV şöyle buyurur:
(Bir kimse, kavuştuğu nimeti her hatırlayışta, Allah'a
şükrederse, Allahü teâlâ da, onun her şükrüne karşı yeniden sevab verir. ...) [Tirmizi]
(Bir nimet için Elhamdülillah diyen, nimetin şükrünü eda
etmiş olur.) [Beyheki]
(Yemeğe Besmele ile başlayıp, sonunda Elhamdülillah diyenin,
daha sofra kalkmadan günahları af olur
) [Taberani]
Allah şükrümüzü artırsın. En kapsamlı şükür ve Allah’ı hoşnut
etmenin en iyi yolu NAMAZ kılmaktır. Namaz bizim Allah’a karşı kulluk
görevimizdir. Namaz kılarken Allah’ı sıkça anmış olup, Allah’a karşı
şükretmiş oluruz.
Celal Çelik
Ankara ( Konya-Ereğli )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder