10 Aralık 2018 Pazartesi

Mesnevi Okumaları – 40 – Allah’a Tevekkül Etmek Ne Demektir?


Mesnevi Okumaları – 40 – Allah’a Tevekkül Etmek Ne Demektir?


Merhaba sevgili gönül dostlarımız,

Yüce Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.


Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.




Efendim bu hafta yine Hz Mevlana’nın asırlardır Hak aşıklarının gönlüne ılık meltemler estiren Hikmet pınarı bir Kuran tefsiri olan eşsiz eseri Mesnevi’den alıntılara devam ediyoruz.


Şimdi yine sözü çok uzatmadan 40. Mesnevi yazısına başlamak istiyoruz:



GÜZEL BAKAN SEBEPLERE TAKILMAZ


Kur'ân-ı Kerîm, sebeplerden ziyâde Müsebbibü'l-Esbâb olan Allah'a tevekkül etmeyi tavsiye eder.


® Dün gece biraz bir şey yemiştim; yemeseydim söz yularını, senin anlayışının eline tam verirdim. Yâni konuyu daha çok açıklardım.


® Aslında, dün gece biraz bir şey yemiştim demem de masal, çünkü her ne gelirse ondan, o müsebbibü'lesbâb olan Allah'tan geliyor.


® Gerçeği gören gözlerden güzel bakmayı öğrendin ise; yâni nebîlerden, velîlerden bakmak, görmek dersini aldınsa, ne diye sebeplere göz dikip kalıyorsun?


® Sebepler üstünde başka sebepler de vardır. Sen, zahirî, görünen sebeplere bakma, bâtınî ve hakîkî sebeplere bak.



PEYGAMBERLER SEBEBE TAKILMAMAYI ÖĞRETMEK İÇİN GELDİLER


® Peygamberler sebepleri gidermek için geldiler. Mucizelerini Zuhal yıldızına kadar çıkardılar.


® Sebepsiz olarak denizi yardılar, ekin ekmeden buğday yığını buldular.264


Mesnevi’nin Farsçadan dilimize çevrilmiş en güzel tercümesi olan bu kitapta Sertarik Mesnevihan Hz. Şefik Can (1909-2005) dedemiz bu beyitle ilgili sayfanın altına şu dipnotu yazmış:


264 Hz. Mûsâ, asası ile Şap Denizi'ne vurmuş, açılan oniki yoldan, Israiloğullan karşı sahile geçmişti. Âdem (a.s) yeryüzüne inince, buğday mahsûlü bulmuş, onunla karnını doyurmuştu. Sonra o tohumları ekmiş biçmişti.


® Onların çalışmaları ile kumlar un oldu, keçinin yünü çekilince ibrişim hâline geldi.265


Yine Şefik Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:


265 İbrahim (a.s), bir kıtlık zamanında un getirmek için bir dostuna bir adam gönder miş, istenilen kimsede un bulunamadığı için, giden adam boş dönmüştü. İbrahim (a.s), aile etrafını avutmak için çuvalı kumla doldurmuştu. Kadınlar çuvalı açınca, has ve beyaz bir un buldular. Onunla ekmek yaptılar.


İbrişim meselesi de Hz. Musa'nın hareminde vâki oldu. Keçileri ona ibrişim vermişti.


® Kur'ân-ı Kerîm, sebeplerden ziyâde, müsebbibü'l-esbâb olan Allah’a tevekkül etmeyi tavsiye eder. Zahiren fakîr olanın yüceliğinden, zahiren yüce olan Ebû Leheb ve onun gibi imansızların helakinden bahseder.


® Ebâbîl kuşları iki üç taş atar, kalabalık bir Habeş ordusunu kırar, geçirir.266


Yine Şefik Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:


266 Habeş valisi Ebrehe'nin ordusu, Ebâbîl kuşları tarafından bozguna uğratılmıştı.


® Havada uçan kuşların attıkları taşlar, ordudaki filleri delik deşik etti.


® Kesilmiş bir ineğin kuyruğunu, öldürülmüş adama vur ki, o anda dirilsin, kefenden çıksın.


® Boğazı kesilmiş, ölmüş adam yerinden sıçrasın, kalksın da, kanını dökenlerin kanını istesin.267


Yine Şefik Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:


267 Bir adam öldürülmüş, kaatili meçhul kalmıştı. Hz. Mûsâ ilâhî vahiy ile bir sığırı kurban ettirdi, onun kuyruğu ile ölmüş adama vurunca, ölü dirildi, kaatilini haber verdikten sonra tekrar öldü.



ALLAH’A TEVEKKÜL ETMEK NE DEMEKTİR?


® Böylece, Kur 'ân'ın başlangıcından sonuna kadar bütün âyetleri, illetleri, sebepleri giderir.268


Yine Şefik Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:


268 Dünya sebepler âlemi olduğu için sebepler tamamıyle terk edilemez. Meselâ; kuyudan su çekeceğiz, bunun için kova ve ip lâzımdır. Onlar bulunur da suyu çekecek kimse bulunmazsa, su yine çıkmaz.


Bunun gibi sebeplere tesiri veren Cenâb-ı Hakk'ın irâdesi ve takdiri olmayınca, hiç bir sebep ve illet bir iş göremez. İşte sebeplere güvenmeme, Allah'a tevekkül ve dayanma da bu demektir.


Hz. Mevlâna Dîvân-ı Kebîr'inde "Müsebbibü'l-esbâbı (=sebepleri hazırlayanı yâni Hakk'ı) bulmak ümidi ile, ben sebepler kervanının yolunu kestim." diye buyurmaktadır.


® Bu sebep ve müsebbib konuları, işi uzatıp duran akıl ile, keşf ve hâl edilemez. Sen candan hulûs ile Allah'a kulluk et ki bunun hakikati sana açılsın.269


Yine Şefik Can dedemiz sayfanın altına bu beyitle ilgili şu dipnotu yazmış:


269 Bir hadîs-i şerifte buyurulmuştur ki: "Bir kimse, bildiği ile kulluk ederse, Allah ona, bilmediği ilmi ihsan eder."



DÜŞÜNCELER


Mesnevi’nin 3. Cildindeki bu hikayede Hz Mevlanamız, Allah’a güvenirsek, ona samimi tevekkül edersek, dilerse istediğimizi sebepsizde yaratabilir, bunu öğrettti, Allah ondan razı olsun.


Yani Allah dilerse tedavisi bulunamayan bu FA hastalığıma sebepsiz şifa verebilir. Allah dilerse doktorsuz ilaçsız da şifa verebilir. Bana düşen samimi kulluk ve duaya devam etmek.




Şefik Can dedemizin tercümesinden alıntılar yapmama izin veren, Rahmetli Şefik Can Hocamızın talebesi, yaşayan son Mesnevihan sevgili Hayat Nur Artıran Hanımefendiye çok teşekkür ederiz.


Bu yazıdan tek gayemiz Allah rızası için faydalı olmak inşallah.

Cenabı Allah Mesnevi’yi okuyup anlamayı ve uygulamayı cümlemize nasip etsin.



Celalin Penceresinden


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder