Verdiği Sözü Tuttu
Bugün babalar günü. Bu haftanın yazısını birgün önce yayınlıyoruz,
bu yazıda benim elim ayağım herşeyim olan canım babacığım İsa Çelik’ten
bahsetmek istiyorum.
Yazının sonunda Cuma namazına gitmeden önce sabah babamın beni
nasıl hazırladığından bahsetmeden , Hayatımı anlattığım kitaptan alıntılar
paylaşacağız:
Sabır kahramanı
Anneciğim ve Babacığım
Sabır üç çeşittir…
1-) Birincisi,
kaza, bela, musibetlere ve hastalıklara sabırdır. Hayır ben değil, asıl
sabreden anneciğim ve babacığımdır.
Bu yazıda onların hayatı boyunca sabrettiği
şeylerden sadece bir kısmını yazacağım. Ki neden asıl sabredenin onlar olduğunu
anlarsınız inşallah.
Annem her zaman çok duygusaldı, hemen
ağlardı. Hala da öyledir.
Canım anneciğim küçükken annesine,
babasına sarılan arkadaşlarını gördükçe geceleri yorganın altında çok ağlamış.
Anneannesine sarılıp uyurmuş bazı geceler…
Canım anneciğim, Peygamber Efendimiz SAV
gibi hem öksüz, hem yetim büyümüş.
Ben annemin ilk çocuğuyum. 1993’te ilk
rahatsızlandığım zamanlar annem çok üzüldü, çok ağladı. Ama ben
hastalığımı/engelli oluşumu annemin açısından şöyle değerlendiriyorum:
Ben, Allah’ın anneme bir hediyesiyim.
İnşallah annem sabrederek (anneciğim
zaten bebekliğinden beri hep sabrediyor) ve bana bakarak cennette makamı
çok yükselecek.
Babamı orta bir’de okuldan bıraktırmışlar. Babam
çok zekidir. Eminim okusa iyi bir üniversite bitirirdi. Çok sevdiği onbeş
yaşındaki kardeşi Celȃl’in vefat acısına sabreder.
Yıllarca, biz banyosu ve tuvaleti olmayan
gecekonduda, babam ise Türkiye’nin onlarca vilayetinde su kuyusu açmak için
çamurlar içinde karavanlarda yaşadı.
Babam da bazen bizim gibi gece soğuktan dışarıya
tuvalete çıkmıyormuş. Ya sabır!
Babacığım, babasını (dedemi) kaybettikten birkaç sene sonra büyük oğlu Celȃl’in (yani benim) hastalığı başlar. Ocak
1999’da hastalığın ve işyeri stresleri ile depresyona girdim.
Yirmi gün hastanede beraber kaldık. Çünkü
tekerlekli sandalyede idim ve hiçbir şeyi kendim yapamıyordum. Ya sabır!
Babam
hergün büyükşehir trafiğinde otuz kilometre (Babacığım sabah bırakıp eve dönüyordu, evde
bekliyor, akşam çıkışına geliyordu, günlük 120 km) beni yıllarca işe götürdü ve getirdi. Ya
sabır!
2010 yılında emekli olmakla rahat edeceğiz derken
çalıştığım zamanları arar olduk. Mart 2011
de şeker koması ile bir aya yakın beraber
hastanede yattık. 2012 sonunda da kıl dönmesi ameliyatı oldum.
Hastaneden eve gelince yaptıkları gibi, annem ve
babam altı ay yattığım yerde ihtiyaçlarımı gördüler. Tuvalet, banyo, traş,
giydirme, yemek, çay, bilgisayar… Ya sabır! Ya sabır! Ya sabır!
ALLAH’A SÖZ VERDİ
Babacığım
yirmi yıldır deliksiz bir uyku çekemedi. Geceleri birkaç defa uyandırırım,
(Babamın cep telefonunu uyanana kadar çaldırırım.) lazımlık ördekle tuvaletimi yaptırır. Ya Sabır!
Babacığım
ve anneciğim benim kıldığım namazların ve oruçlarımın sevabını aynen alıyorlar
inanıyorum. Banyo, tuvalet, giyecek, yemek, çay olmadan ibadet edilmez çünkü…
Babacım hayatı boyunca hep sabretti. Ve hastalığımın
teşhisi koyulup asla tedavisi yok, yatalak duruma kadar ilerleyecek
denildiğinde 1993’te bir söz verdi.
Allah’a verdiği sözü tuttu; engelli evladına sonuna
kadar bakma sözünü tuttu. Yiğit oğlu yiğit aslan babacım… Allah razı olsun
babacım.
Bu
saydığım şeylerin hepsini kendi hastalıklarıyla beraber şikayet etmeden
yapıyor. Babamda nefes darlığı astım, kalp, tansiyon, şeker, kolesterol, fıtık
var.
Ya sabır! On yıldır berbere gidemiyoruz. Banyo
yaptırırken saçımı sakalımı traş eder, -astım olduğu için- maraton koşucusu
gibi nefes nefese kalıyor ve sırılsıklam terliyor.
Annem ve
babam, kardeş, anne, baba acısına sabrettiler. Sakat bir evlada sadece sabırla
değil, aşk ve sevgiyle kenetlendiler... Ya sabır!
Milyarlarca
insanın içinden beni, Nuriye – İsa Çelik’in oğlu olarak, üstelik güzel
Türkiye’mizin cennet diyarı Ereğli’de dünyaya gönderen Rabbimize binlerce
hamdolsun.
2-) Sabrın
ikincisi, ibadete sabırdır. Efkan hocam ve arkadaşlarım buna en iyi örnektir. Ben otururken veya yatarak teyemmüm ile namaz kılıyorum.
Ama onlar yıllarca, kazaya bırakmadan bir boş
vakitte çeşme bulup abdest alıyorlar. Öğle tatili ve çay saatinde namaz
kılıyorlar. Ya sabır!
3-) Sabrın
üçüncüsü haram ve günahlara karşı sabırdır. Biz engellilerin sabrı kolaydır.
Sağlıklı olup günah ve haramlara sabretmek gerçek yiğitliktir.
Ey ömrü boyunca herşeye sabreden anneciğim ve
babacığım! Allah sizden ebediyen razı olsun. Allah, sevdiklerinizle birlikte
size sağlıklı, hayırlı, bereketli uzun ömür versin.
Allah’ım,
bu hastalığım varken beni annem babamdan başkasına muhtaç etme.
Allah’ım,
anne ve babamı dünyada da, ahirette de birbirinden ayırma.
Anneciğim ve Babacığım bu sabrınızla inşallah
cennette dereceniz çok yüksek olacaktır.
Sizi çooookk seviyorum.
Babam,
emekli olduktan sonra Ankara’da beni tekerlekli sandalyemle herhafta Cuma
namazlarına götürüyordu. (Eylül 2015’te babam çok yorulduğu için artık
götürmemesini istedim. TRT Diyanet TV’den Cuma hutbesini dinliyor, evde öğle
namazımı kılıyorum.)
Bazı hacı amcalar babamı beş vakit namaz camide göremeyişlerini
esprili dille eleştiriyorlardı. Sen caminin yolunu biliyor muydun, gibi… Babacığımın
yüzü asılıyordu.
Bir gün
Cuma namazına erken gittik, mahallemizin camisinin avlusunda onlara şunu
anlattım, birşey söyleyemediler. Artık
babamı eleştirmek biryana hep yardıma koştular.
Son
Mesnevihan kıymetli Hayat Nur Artıran hanımefendinin “Herkes Seni Terk Etse,
Aşk Terk Etmez” isimli eserinde okuduğum ibadet ile ilgili bazı tespitlerini
onlara anlattım.
Nur hanım kitabında, ibadetleri sadece şekli
olarak yapmayı yeterli bulmak çok büyük bir kayıptır, ibadetlerimizi sadece belirli kalıplar içinde sınırlamak da yanlış
olur.
Çünkü temiz ve güzel olan her türlü hal ve
davranışlarımız Hakk yanında ibadet yerine geçer, dedi.
Nur hanım kitabında, bu konuda Ebu’l-Hasan
Harakani Hazretlerinin (962-1033) kitabından bir menkıbe paylaştı ki, onlara bu hikayeyi anlattığımda birşey
söylemeden düşünceye daldılar.
"Hak dostu iki kardeş vardı. Her gece sırayla annelerinin
hizmetiyle uğraşır, diğeri Allah'a ibâdet ederdi.
Bir akşam, Allah'a ibâdet eden kardeş, yaptığı ibâdetten, Allah’a
olan aşkı ile vecde geldi, duyduğu hazdan dolayı çok memnun oldu.
Bu sebepten ertesi gün kardeşine; "Bu gece de anneme sen
hizmet et, ben ibâdete devam edeyim." dedi. Kardeşi kabûl etti.
İbâdet ederken secdede uyuya kaldı ve o anda bir rüyâ gördü.
Rüyâsında bir ses ona; "Yeter artık gözyaşın kulum kalk, Annene
hizmet eden kardeşini affettik, seni de onun hâtırı için bağışladık."
deyince, genç;
"Ben, Allah'a ibâdet ediyorum. Kardeşim ise anneme hizmet
ediyor. Fakat beni, onun yaptığı amel yüzünden bağışlıyorsunuz. Hikmeti ne ola
ki" dedi.
Ses ona; "Evet, senin
yaptığın ibâdetlere bizim hiç ihtiyâcımız yok. Fakat kardeşinin annene yaptığı
hizmetlere, annenin ihtiyâcı vardı." dedi."
EXTRA İŞ
Cuma günleri benim bayramımdır diyorum biliyorsunuz. Ereğli’de
Cumaları babama extra iş çıkartıyorum ama hiç şikayet etmez, ben mutlu olduğum
için o da sevinir.
Babacığım Cuma sabah namazında ördekle işettirdikten sonra akülü
arabayı şarja bağlar, ben yattığım yerde namaz kıldıktan sonra biraz uyurum.
Sabah 9 gibi babam yatağımda oturur pozisyona getirir, annem
tepsiyle kahvaltımı getirir, hasta masamda kahvaltı ve çay sonrası babacım
yaptırdığı sırt dayanağı seyyar olan minik tekerli sandalyeye ayağımdan asılıp
oturtur.
Klozet üzerine kendi icadı yaptırdığı vinç sistemi ile kaldırıp
klozete oturtur. Tuvalet işi sonrası klozette otururken dişimi fırçalattırır,
önüme leğen tutarak yüzümü yıkatır.
Sonra diz çöker, çorap ve ayakkabımı giydirir. Tekrar vinç ile
kaldırır ve bu sefer yanaştırdığı akülü sandalye üzerine oturtur.
Orada ayaklarım düşmesin diye kemerle sıkıca bağlar. Annem tişört,
bel çantamı giydirir. Tabi yukarıdaki işlerde babama hep yardım eder.
Çünkü babamda astım olduğu için nefes nefese kalıp terliyor. Ama
ben babam her işi bitirdiği zaman yüksek sesle “Annecim ve Babacım ALLAAAHH
sizden binlerce kez razı olsun.” Dediğimde tüm yorgunluğu gider ve gülümser.
Ulu Camide Cuma namazı sonrası akülü arabamla Park Site AVM’ye
gelirim. Mahalle camiinden direk buraya gelen babacım engelli tuvaletinde
ördekle tuvaletimi yaptırır.
İşte herhafta babamın yaptığı extra iş budur. Allah razı olsun.
******
Ey ömrü boyunca herşeye sabreden anneciğim ve
babacığım! Allah sizden ebediyen razı olsun. Allah, sevdiklerinizle birlikte
size sağlıklı, hayırlı, bereketli uzun ömür versin.
Allah’ım,
bu hastalığım varken beni annem babamdan başkasına muhtaç etme.
Allah’ım,
anne ve babamı dünyada da, ahirette de birbirinden ayırma.
Babacığım bu dünyada sahip olamadın belki ama inşallah
duam kabul oldu ve sonsuz eğlence, zevk, ebedi gençlik diyarı cennette, hem de
Firdevs cennetinde Rabbim o çok istediğin çiftliği verecektir inşallah. Annem
de çiftliğin hanımağası olacak inşallah…
Iyi ki
benim babamsın, Allah’a binlerce hamdolsun.
Babalar
günün kutlu olsun babacığım. Sizi çooookk seviyorum.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder