22 Şubat 2015 Pazar

Muhabbet Selam Vermekle Başlar


Muhabbet Selam Vermekle Başlar


 

Hasbihal, karşılıklı konuşmak, sohbet etmek anlamındadır. Bu yazıda gündemden yola çıkarak kısa bir hasbihal etmek istiyoruz.

 

Özgecan cinayeti bu hafta gündemin bir  numaralı konusuydu. Bütün Türkiye ağladı. Hatta bu haftanın Cuma vaazı ve Cuma hutbesi de bu konudaydı.

 


Şimdi, Diyanet TV’de canlı yayındaki kıymetli bir hocanın -ismini unuttum- ezandan önceki Cuma vaazında anlattıklarının ikisinden çok kısa bahsetmek istiyoruz.

 

Birincisi, bu tür cinayetlerde medya çok etkilidir, dedi. Çünkü bu tür haberler izlene izlene bu vahşetler normalleşiyor. Ve aynen örnek alıyorlar.

 

Avrupa’da İngiltere, Almanya’da TV’lerde bu tür vahşet haberini göstermek yasaktır, dedi. Hatta haber bültenleri bile onbeş dakikayı geçmez, diye ekledi.

 

Evet hocam son derece haklıdır; çünkü bazı dizilerden etkilenip cinayet işleyenleri çok izledik. Hatta yıllar önce şunu hatırlıyorum:

 

Bütün dünyada -çocuk ve gençler dahil- yediyüze yakın kişi, Saddam’ın TV’lerde yayınlanan idam görüntülerinden etkilenerek kendini asmıştı.

 

Geçen akşam Beşiktaşın maçı vardı. Sahaya bir seyirci girdi, koşmaya başladı, kamera hemen başka yerleri gösterdi. Spiker şöyle açıkladı:

 

Uefa kararıyla artık sahaya girenler ve meşale yakanlar örnek alınmasın diye TV’lerde gösterilmeyecekmiş. 

 

Cuma vaazında kıymetli hocamız ikinci olarak bir Hadis-i Şerif’ten bahsetti. Çünkü bazı kimseler sosyal medyada bu tür olayları önemsiz gören paylaşımlar yapmış. O hadis şu:

 

"Sizden biri bir kötülük gördüğünde, gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin. Yetmezse diliyle düzeltsin. Onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir." (Tirmizi, Fiten, 11)

 

Kıymetli hocamız hadisi şöyle açıkladı:

 

Eliyle düzeltsin, yani devletler kanun çıkaracak, tedbir alacak. Diliyle düzeltsin, yani biz hocalar vaazlarla, TV programcıları, köşe yazarları müspet yazılarla toplumu bilinçlendirecekler...

 

Kalbiyle buğz etsin demek, sevmeyecek, nefret edecek, tepkisini ortaya koyacak, safını belli edecek, demektir. Buğz etmeyen, tepki koymayanın ise imanında problem vardır.

 

Evet ÖzgeCAN’ımızın babası Mehmet Aslan abimizin dediği gibi sevgiyi unuttuk. Yani Kuran ahlakını terkettik. Son yazıda Peygamberimiz SAV basit çözümü göstermişti:

 

“Birbirinizi sevebilmek için, Önce selam vermekle başlayın.“

 


Youtube’daki bir sohbette hocanın birisi şöyle bir anı anlatıyordu:

 

Geçen yaz bir yere gidiyoruz. Trafik sıkıştı, durduk. Baktım bir amca iki yolun ortasındaki çimleri biçiyor. Camı açtım, Selamünaleyküm amca, dedim.

 

Aleykümselam, dedi. Nasılsın, iyimisin, dedim. Sağol da çıkaramadım, dedi. Gülerek dedim ki, ben seni tanıyorum. Anamız Havva, babamız Adem, dinimiz, vatanımız, dilimiz bir ... vs.

 

Adam gülümsedi, trafik açılana kadar epey sohbet ettik. Görseniz adam nerdeyse evine yemeğe çağıracak.

 

Milletimiz aslında muhabbet istiyor. Muhabbeti kurmanın başlangıcı selam vermektir. Bu medeniyet tüm dünyada bencillik ve soğukluğu yaymış.

 

Evet dostlar, hergün yüzlerce ölüm haberi görüyor, okuyoruz. Artık silkinip kendimize gelelim mi? Daha on gün önce ÖzgeCAN bizim gibi yiyip içiyordu, şimdi toprak altında...

 

Ölüm bu kadar yakın, bugün ölsek yarın toprak altındayız.

Bu dünya kısa ve fani. Aldanmayalım...

Ömür seryamezi boş işlerle tüketmeyelim...

 


Yazıyı Yunus Emre hazretlerinin dörtlükleriyle bitiriyoruz:

 

Ben gelmedim dava için,

Benim işim sevgi için

Dost'un evi gönüllerdir,

Gönüller yapmağa geldim

 

***

 

Gelin tanış olalım,

İşi kolay kılalım,

Sevelim sevilelim,

Dünya kimseye kalmaz

 

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder