Her Derdin
İlacı: SEVGİ
Vahşi bir cinayetle
Tarsus’ta öldürülen kızımızın haberini TV’lerden hepimiz dehşetle izledik, çok
üzüldük, hatta milyonlarca yufka yürekli
Türk milleti ağladı ve ağladım.
Dehşetli olayı
anlatmayacağım. İnşallah şehit olan
ÖzgeCAN Aslan kızımızın babası Mehmet abinin dün akşam canlı yayında söylediği
sözler bu yazıyı yazdırdı. Diyordu ki:
“Efendim söylediğim
gibi, kızımı bu hale getiren şahsın ağır bir şekilde cezalandırılmasını
istiyorum. Daha önce de yine belirtmiştim, hiçbir insan kötü bir evlat
doğurmaz. Şartlar ve koşullar, çevre insanları değiştiriyor. Sevginin topluma
yayılabilmesi için bilinç düzeyi yüksek insanların sayılarının artması
gerektiğini ben çocuklarıma anlattım. Eğer birilerinin yanlış yaptıkları için
sürekli kafalarına vurursanız, sürekli döverseniz, bu iş devam edecek. Şunu
yaşıyorum adeta: Hep masallarla büyümüşüzdür. Hep şöyle söyleniyor. Bir varmış,
bir yokmuş… Ben de şöyle diyorum: Bir Özge varmış, bir özge yokmuş. Benim
felsefemde şu var, bildiğim de şudur ve bunu iki cümle ile dile getireceğim:
Sevgi geldi, saygı geldi cihana; biz yarattık dediler. Bizler sevmesini,
saymasını öğretmeye geldik cihana. Teşekkür ederim.”
Yani sevgi ve saygıyı topluma öğretmezsek
daha çok Özgecan’lar ölür, demek istiyor, yüreği yangın yeri Mehmet Aslan
abimiz...
Yıllar geçtikçe, insan
yaşlandıkça sevgiye daha çok ihtiyaç duyuyor. Sevgi bir gıdadır. Aynen yemek gibi...
Nasıl ki yemek yemeyen
çocuk büyüyemezse, yeterince sevgi gıdasını almayan insanlarda ruhen büyümezler.
Sevgi bu dünyanın
yaratılış hamurunun mayasıdır. Geçenlerde televizyonda bir sohbette Son Mesnevihan Hayat Nur Artıran
hocadan dinlemiştim.
Diyor ki: Mevlana’nın oğlu
Sultan Veled, iman aşktır, demiş. Deriz ya, imansız kılınan namaz da, oruçta
kabul olmaz, yani samimi olarak Allah rızası için yapılmayan ibadetler, aşksız
ibadetler kabul olmaz, iman eşittir AŞK’tır,
dedi.
Kalbimde öyle bir
sevgi var ki, yaratılan herşeyi
seviyorum. Herşeyin güzel tarafını görüyorum. Bana, ama o şöyle şöyle yaptı
dediklerinde, kendimce bir bahane buluyor ve yok o yapmaz yanlış duymuşsunuz
veya hata yapmış Allah inşallah affeder, diyorum.
Bir büyük der ya: “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen
de hayatından lezzet alır.“
Bir gün, yüce
Peygamberimiz SAV, ashâbı ile bir yere gidiyorlarmış. Birden bazı sahabeler
yüzlerini buruşturuyorlar, “Aman
efendim” diyorlar. “Oraya bakmayın, mübârek gözleriniz incinmesin.”
Gösterilen yerde, bir köpek leşi vardır. Günlerce önce bir köpek ölmüş ve
çürüme başlamıştır. Bir yandan görüntü, bir yandan koku, haklı olarak bazı
sahabeyi tedirgin etmiştir.
Kâinatın
Efendisi, arkadaşlarından ayrılıyor ve daha yakından o köpek leşini dikkâtle,
saygıyla, edeple, temâşâ ediyor. Sonra dönerek “Ama bir sıra gayet muntazam, inci gibi dişleri var” diyor.
Resulullah
Efendimiz gerek sözleri, gerek hareketleri, gerek giyim kuşamı, gerek yiyip
içmesiyle hep güzelliğin, edebin, incelik ve zarâfetin simgesi olarak yaşadı. O sâde müslümanlar için değil, bütün
insanlık âlemi için de eşi bulunmaz, erişilmez bir örnek ve rehber şahsiyet
idi.
Bendeniz herkesi öyle
seviyorum ki gönlümde herkesin oturabileceği bir sandalye vardır. Hayalim burdan, Ankara’dan yanımda
sevdiğim insanlarla beraber arabayla çıkıp, mola vere vere güvenle, barış
içinde bir umreye gidip gelmektir...
Zaten
hepimizin bildiği şu hadis üzerinde düşünelim mi? Hadisi internette arayıp
bulduğum sitede çok güzel açıklamışlar, aynen kopyalıyorum:
Ebu
Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resülullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Canım kudret elinde olan Allah'a yemin
ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de
iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey
söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!"
(Müslim, îman 93-94. Ayrıca bk.Tirmizî, Et'ime
45, Kıyamet 56; İbni Mace, Mukaddime 9, Edeb 11)
Açıklamalar
Sevgili
Peygamberimiz, İslam'a göre her işin başı ve ahiretin yegane geçer akçesi olan iman ile sevgi arasındaki bağı en
çarpıcı biçimde bu hadisinde dile getirmiş bulunmaktadır. Konunun ehemmiyetine
binaen yemin ederek söze başlamış ve
önce kesin bir gerçeği, imansız cennete girilemeyeceğini haber vermiştir.
Sonra
da cennete girebilmenin vazgeçilmez
şartı olan imanı elde edebilmek için mü'minlerin birbirlerini sevmeleri
gerektiğini, aynı kesinlikle ve aynı açıklıkla bildirmiştir: "Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş
olmazsınız!"
Bundan
şu sonuç çıkmaktadır: İman, nasıl
cennete girebilmenin, vazgeçilmez şartı ise, mü'minleri sevmek de tam ve kamil
bir imana sahip olabilmenin biricik şartıdır. Mü'min, kendisiyle aynı imanı
paylaşan herkesi, ırkına, rengine, yurduna ve diline bakmaksızın sevecek,
onlara karşı muhabbet ve sorumluluk duyacaktır. Çünkü imana sınır, yine imanın
kendisiyle çizilebilir.
Müslümanları,
tasa ve kıvançlarını paylaşma, dertlerini dert edinme seviyesinde sevgi ve
ilgiye layık bulmanın tabiî sonucu onlarla selamlaşamaz hale gelmemektir. Selam, müslümanlar arasında oluşacak sıcak
ilgi ve alakanın mukaddimesidir.
Müslümanlar
selam ile tanışır, bilişir ve sevişirler. Onları aynı inanç çizgisinde
birleştiren, bir anda kalbî duygularla birbirlerine bağlı olduklarını
hissettiren sihirli kelime selamdır.
Bu
hadisten hareketle, büyük muhaddis Tîbî'nin
de ifade ettiği gibi, selamı yaymak sevginin sebebi, sevgi imânın kemâlinin ve
Allah'ın dînini her şeyin üstünde tutmanın ve onu bütün yeryüzüne hâkim kılmak
için var gücüyle çalışmanın sebebidir ki, bu
gerçek mü'minliktir.
Sevgili
Peygamberimiz, sadece tesbit ve teşhis ile kalmaz, mutlaka tedavî yollarını da
müslümanlara gösterir. Bu hadîs-i şerîfte de onun böyle bir uygulamasını
görmekteyiz. Müslümanlar arası ilişkilerin sevgi düzeyine çıkarılabilmesi için
nereden başlanması gerektiğini, "Yaptığınız
takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi, aranızda selamı
yayınız!" sözleriyle ortaya koymuş bulunmaktadır.
Artık
sonuç belli, vasıta belli, o vasıtayı elde edebilmek için gereken sermaye (sevgi)
belli, o sermayeye ulaşmak için atılacak ilk adım da bellidir. Ötesi
müslümanlara kalmıştır.
Cennet-iman-sevgi-selam irtibatı, konumuz olan sevginin önem
ve yerini göstermesi bakımından başkaca hiçbir söze ihtiyaç bırakmayacak kadar
açıktır.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1.
İmansız cennete girilmez.
2.
Birbirlerini sevmeyenler gerçek manada iman etmiş sayılmazlar. Çünkü iman
sevgiden doğar, sevgi ile kemal bulur.
3.
Selamlaşmak müminler arasındaki sevgi bağlarının kuvvetlenmesine vesîledir.
4.
Mü'minlerin birbirlerini sevmemeleri, iman zayıflığının işaretidir.
Yazıyı bu şarkıyla bitiriyorum...
Allah sizleri sevgisiz bırakmasın...
Hayat Sevince Sevilince Güzel
Bahar çiçek çiçek gelince güzel
Hayat sevilince sevince güzel
Arılar bal petek verince güzel
Hayat sevilince sevince güzel
Dostluğun temeli ilk harcı sevgi
Her derdin çaresi ilacı sevgi
Gönüller sultanı baştacı sevgi
Hayat sevilince sevince güzel
Sevgiyle gündüz olur geceler
Sevgiyle şiir olur heceler
Mutluluğun yolu sevgiden geçer
Hayat sevilince sevince güzel
Dostluğun temeli ilk harcı sevgi
Her derdin çaresi ilacı sevgi
Gönüller sultanı baştacı sevgi
Hayat sevilince sevince güzel
Bahar çiçek çiçek gelince güzel
Hayat sevilince sevince güzel
Arılar bal petek verince güzel
Hayat sevilince sevince güzel
Dostluğun temeli ilk harcı sevgi
Her derdin çaresi ilacı sevgi
Gönüller sultanı baştacı sevgi
Hayat sevilince sevince güzel
Sevgiyle gündüz olur geceler
Sevgiyle şiir olur heceler
Mutluluğun yolu sevgiden geçer
Hayat sevilince sevince güzel
Dostluğun temeli ilk harcı sevgi
Her derdin çaresi ilacı sevgi
Gönüller sultanı baştacı sevgi
Hayat sevilince sevince güzel
Güfte : Mehmet Erbulan
Beste : Zekai Tunca
Bu
şarkıyı Celal Çelik’in hayatından bazı resimler eşliğinde dinleyebilirsiniz:
Celalin
Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder