Hayatımız nasıl düzenli
olur?
Tekerlekli sandalyede engelli biri olarak babamın yardımıyla onaltı yıl
çalıştım ve Allah’a şükür 2010 da emekli oldum. Emekli
olduğumdan beri, beni her gören sıkılmıyor musun, nasıl vakit geçiriyorsun,
diye soruyor.
Hayır, sıkılmak bir yana bazı yapmayı
planladıklarıma bile vakit bulamıyorum. Çünkü ben beş vakit
namazımı
kılıyorum ve hayatımı namaza göre düzenliyorum.
Çalıştığım yıllarda da namaz kılıyordum ama
işyerinde mescit olmadığı için eve gelince kaza ederdim.
Şu an yazın memleketimiz Konya Ereğli’de kalıyoruz. Şimdi günlük hayatımın özetini
anlatayım, bakalım namaz hayatımı nasıl düzenliyor?
Gece onbir oniki gibi yatıyorum. Saat 4:25 gibi telefonun alarmı çalıyor. Sabah namazına uyanıyorum. Babamın
telefonunu çaldırınca babam yanıma geliyor ve lazımlık ördekle küçük abdestimi
yaptırıyor.
Sonra ben başucumdaki mermer taşıyla teyemmüm abdesti alıyor ve yattığım yerde yan
üzerinde sabah namazını kılıp dua ediyor ve yatıyorum.
Sabah uykumu alınca 9 – 9:30 gibi uyanıyorum.
Telefonumdan Radyo 7’yi açıyorum. Telefonun kulaklık girişine hoparlörü
taktım. Sabah 9’da Radyo 7’de, sohbeti ve müzik seçimleriyle
yıllardır zevkle dinlediğim “Erkan Koç’la Sevgi
Pınarı”
programı başlıyor. (12’ye kadar Erkan
Koç’u dinliyorum.)
Babam yatakta oturtuyor. Sonra annem kahvaltıyı tepsiyle getiriyor ve kahvaltı yapıyorum.
Allah annem babamdan razı olsun, uzun ömür versin.
Kahvaltıdan sonra bilgisayarı açıyor ve 250 kişilik e-mail
listeme
atacağım mailleri araştıyorum, bazen onlarca yazı ve haber okuyorum. İnsanlara
faydalı olabilecek ayet, haber ve güzel köşe yazılarını taslak mail olarak
hazırlıyorum.
Sonra
babam oturum pozisyonundan yatağa uzatıyor. Çünkü kışın kıl dönmesi ameliyatı olduğumdan beri uzun süre oturunca ağrı
yapıyor. Yattığım yerde tekrar teyemmüm abdesti alıp telefondan Kuran açıp
dinliyorum. Derken öğle ezanı okunuyor.
Yattığım
yerde öğle namazını kılıyorum ve
tesbihattan sonra yarım saat –bazen
gözyaşıyla- dua ediyorum. Saat 14 oluyor. Tekrar Radyo 7’yi açıyorum. Sevdiğim
programcı Talha Bora Öge namı diğer Gölge yayına başlıyor.
Gölge’nin
anlattığı bazı hikayeler ile gözyaşımı tutamıyorum. Müzikleri dinlerken bu
arada bilgisayarda haftalık yazılarımı
yazıp düzenliyorum.
Gölge’nin
programı bitmeden ikindi ezanı okunuyor. İkindi
namazını kıldıktan sonra babam minik tekerli sandalye ile tuvalete
götürüyor. Sandalye üzerindeyken göğsüme bağladığı kemerle beni –kendi tasarladığı- vinç sistemiyle kaldırıyor ve klozetin üzerine oturtuyor.
Babam
tuvalette dişimi fırçalattıktan sonra beni tekrar vinçle kaldırıyor ve bu sefer
beni tekerlekli sandalye üzerine oturtuyor. Sonra mutfağa gidip masada akşam yemeği yiyoruz ve çay içiyoruz.
Televizyonda
haberleri izledikten sonra babam beni tekrar sandalyeden yatağa aktarıyor.
Sandalyeyi yatağa dayayıp ön tekeri havaya kaldırıyor. Ben babamın duvara yaptırdığı borudan kendimi asılıp babamın yardımıyla
yatağa geçiyorum hamdolsun.
Akşam namazını
kılıyorum duamı ediyorum. Odamda televizyon olmadığı için yine radyoyu
açıyorum. Bazen müzik, bazen dini sohbet dinliyorum.
Derken
yatsı ezanı okunuyor. Yatsı namazını
kılıp dua ettikten sonra saat 22:45 oluyor. Trt Nağme radyosunda biraz TSM dinleyerek uykuya dalıyorum.
İşte
günlük işlerimi namaz aralarına serpiştiyorum. Fazla oturamadığım için ve de
vakit kalmadığı için iki yıldır kitap
okumaya fırsatım olmuyor.
Yalnız
Cuma günleri benim bayramımdır. Babamla beraber Cuma namazını kılmak için akülü
sandalyemle Ereğli’nin tarihi Ulu Cami’sine
gidiyoruz.
Her
hafta Cuma namazından çıkınca, babam
beni Konya’nın meşhur etli ekmeğini
yemek için Ereğli’nin simgesi Mis pide salonuna götürür.
Namaz
bana öyle huzur veriyor ki, namazdan sonra ettiğim dualarda içimden geldiği
gibi Rabbime samimi gözyaşımla niyazımı sunuyorum.
Hayatımı namaza göre düzenliyorum.
Arabada teyemmüm taşı vardır. Bazen namaz vakti dışarıda olacaksam namazı şurda
kılayım diye plan yapıyorum.
Namazımın kabulüne halel gelmesin
diye çok dikkat ediyorum. Çıplaklık içeren hiçbir şeye bakmıyorum. Gerekirse gözümü
kapatıyor, televizyonda kanal değiştiriyorum.
Domuz
yağı olabilir şüphesiyle gurbetçi akrabalarımın iyi niyetli çikolata
ikramlarını bile kırmadan geri çeviriyorum.
Namaz kılan insan, her tür haramdan, günahtan
uzak yaşar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder