16 Şubat 2013 Cumartesi

Meteorlar bize neyi anlatıyor ?


Meteorlar bize neyi anlatıyor?
 
Evrende her an hareket halinde olan irili ufaklı milyonlarca göktaşı (meteor) vardır. Bunların bir gezegen ya da yıldıza çarpması sonucunda oluşabilecek etkiyse, göktaşının büyüklüğüne göre değişmektedir. Bilim adamlarının araştırmalarına göre, her yıl bu göktaşlarından ortalama 50.000 tanesi Dünya’nın atmosferine girmektedir.

Yalnızca Dünya'ya özgü olan atmosfer tabakası, içerdiği oksijen sayesinde göktaşlarının sürtünmeyle alevlenmesini ve bu şekilde yere çarpıncaya kadar büyük kütle kayıplarına uğramasını sağlamaktadır. Bir başka deyişle atmosferin koruyucu etkisi sayesinde Dünya her gün yaşanması olası felaketlerden korunmaktadır.

Atmosferin bu koruyucu özelliği, yeryüzünde insanların ve diğer tüm canlıların yaşamını mümkün kılan çok hassas dengelere sahip yaratılış delillerinden biridir. Ancak bu koruyucu özellik, onu dev göktaşlarına karşı aşılmaz bir engel kılmamaktadır. Bu durum, aslında insanın ne denli aciz olduğunu ve Rabbimiz’in muazzam koruması olmasa Dünya üzerinde her an bir felaket yaşanabileceğini gözler önüne sermektedir.
 
 
 
Uzaydan gelebilecek çeşitli tehditlerle dolu böyle bir ortamda Dünya'nın göktaşlarından veya herhangi başka bir zarardan korunmuş olması da Allah ' ın ayetlerindendir. Bilindiği gibi gök cisimleri başka gezegenlere çarptığı takdirde, örneğin Ay'ın yüzeyine çarptığında dev kraterler açmaktadır. Oysa yalnızca Dünya'ya özgü olan atmosfer tabakası, içerdiği oksijen sayesinde göktaşlarının sürtünmeyle alevlenmesini ve bu şekilde yere çarpıncaya kadar büyük kütle kayıplarına uğramasını sağlamaktadır.
 
 
 
Bu sayede bizler farkında olmadığımız halde Dünya atmosferine sık sık göktaşları girer ancak yere ulaşamadan yanar. Allah sonsuz şefkat sahibi olan herşeyden haberdar olandır. Kuran'da Allah'ın insanları koruduğu, Enbiya Suresi'nin 32. ayetinde şöyle haber verilmektedir:
 
 
“Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık, onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.”
 
***
 
15 şubat 2013 Cuma günü haberlerde izledik hatırlarsınız: Rusya'da meteor yağmuru: 400 yaralı

 

 
Bir büyük alimin radyodan yaptığı sohbetteki gibi ben de bu haberi izlediğimde yorumum şu oldu: Allah her sene dünyamızı 50 bin meteordan koruyor. İsterse yine korurdu. Ama Rabbimiz anlayan insanlara uyarı yapıyor. Kıyamet alametlerinin çoğu gerçekleşti. Ahir zamanda yaşıyoruz. Allah uyanın ey insanlar bana ibadet edin, dilersem başınıza taş yağdırırım. Sonra cehenneme atınca niye yaşarken uyarmadın, demeyin; diye uyarıyor.
 
***
 

Peygamberimizin (sav) şöyle bir hadisini okumuştum. Hz. Peygamber (sas) buyurdular ki:

 

Benim misalimle sizin misaliniz, şu temsile benzer:  Bir adam var ateş yakmış. Ateş etrafı aydınlatınca, pervaneler (gece kelebekleri) ve aydınlığı seven bir kısım hayvanlar bu ateşe kendilerini atmaya başlarlar. Adamcağız onları kurtarmaya (mani olmaya) çalışır. Ancak hayvanlar galebe çalarak çoklukla ateşe atılırlar. Ben (tıpkı o adam gibi) ateşe düşmemeniz için belinizden yakalıyorum; ancak siz ateşe ateşe koşuyorsunuz.’

(Buhari, Rikak 26)

 

Peygamberimizin (sav) yolunda giden gerçek iman sahipleri de aynı şeyi yapıyorlar. Cehenneme gitme riski olanlara Allah'ın razı olduğu şeyleri yapmalarını tavsiye ediyorlar. Allah'ın cenneti sonsuz geniş. Mühim olan cehennemden adam kurtarmaktır. Yoksa cehenneme gitmek çok kolay. Sebepsiz yere öldür bir müslümanı. Yürü cehenneme. Bu kadar basit.

 

Yine sözlerini tam hatırlamadığım diğer bir hadiste Peygamberimiz (sav) diyor ki : Mahşer meydanında kafirler ve cehennemlik günahkarlar, dünyada hor gördüğü samimi dindar insanların tahtlara kurulu hallerini görünce diyecekler ki : Ne olaydı, dünyadayken etlerimiz liğme liğme doğransaydı da bu azapları görmeseydik.”

 

Ben bu iki hadisi okuyunca düşündüm ve kendimce şöyle bir yorum yaptım. Bilmem acaba bu yazacaklarıma katılır mısınız ?

 

Bebekler ve çocuklar, yaptıkları işlerin sonucunu bilemezler. Mesela yanan sobaya değmeye çalışırlar. Veya bıçakla oynamaya çalışırlar. Anne-babaları onları bu tehlikelerden korumaya çalışırlar. Mesela bebek küçükken sobada yüzünü yaksa ve iz kalsa. Büyüyünce annesine kızmaz mı? Keşke beni bağlasaydın da izin vermeseydin. Sanırım bu olay size yukardaki ikinci hadisi hatırlattı.

 

Biz hepimiz dünyada, cahil çocuk gibiyiz. İnsanları uyarmaya çalışan gerçek iman sahiplerini ise yetişkin olgun anne-babalara benzetiyorum. Allah'ın o insanlara iman vermesinin nedenlerinden birisinin çevrelerindeki kişilere Allah'ın izniyle dini tebliğ etmeleri için diye düşünüyorum. Bu kişiler illa cami hocası olacak değil. Kalbine gerçek iman girmiş herkes bu kategoridedir. Çünkü onlar sürekli ahireti görür gibi yaşarlar ve insanları sürekli mailler, yazılarla uyarırlar.

 

Sevgili arkadaşlar ,

Biliyorum içinizden geçmiştir. Sende mi kendini bu kategoride görüyorsun ki hergün bu tür mailler gönderiyorsun. Açıkcası, ben nefsimi herkesten çok nasihata muhtaç görüyorum. Hatta dünyada cehenneme gidecek sadece bir kişi var deseler, O kişi ben miyim diye korkarım.

 

Ben bu mailleri ve yazıları önce kendim için gönderiyorum. Biliyorum hepiniz salih insanlardansınız. Ama belki inşallah sizler de akibetinden korktuğunuz birilerine bu mailleri gönderiyorsunuzdur.

 

Peygamberimiz (sav) yine bir hadisinde buyuruyorlar ki : "Bir adamın senin vesilenle imana gelmesi veya imanının kuvvetlenmesi, sana sahra dolusu kırmızı koyunlardan daha hayırlıdır.”  İnşallah bu sevap şirketinden hep birlikte faydalanırız.

 

Allah bizleri cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.

Salih kulları ve sevdiklerimizle birlikte Efendimize SAV komşu etsin inşallah...

Sevgilerimle...

 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder