Kader Neden İmanın Şartıdır?
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız,
Yüce
Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın,
Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Efendim bu hafta Kader hakkında yazmak istedik.
Çünkü geçenlerde dini bir TV’ye bağlanan genç, Allah kaderimde olan herşeyi
biliyorsa neden yaşıyoruzki, diye soru sordu. Oradaki hoca hayat bir imtihan
biz kuluz, sen kulluğunu yap Rabbin işine karışma, gibi bir cevap verdi.
Ben o gencin bu cevaba tatmin olmadığını düşünüyorum,
çünkü yıllar önce bende aynı şeyi merak etmiştim ve cevabı Risalei Nur
sohbetlerinde bulmuştum.
Efendim, bir hadisten mülhem sevgili Efkan Vural
hocamın fakire dediği gibi, bir ilim taşıyıcısı olarak aşağıdaki videodan
öğrendiğim bilgileri aktarmak istiyorum ki kader hakkında bilgilerimiz pekişsin
ve imanımız artsın inşallah.
Youtube’da “Fatih Yağcı Kader” diye aratınca
çıkan ilk videodur.
Kaderimde Yazılmışsa Ben Ne Yapayım? (32 dk Video) :
Şimdi sözü çok uzatmadan sohbetin özeti olan
yazımıza başlamak istiyoruz:
KADER NEDİR?
Öncelikle Kader imanın altı
şartından biridir. Yani, Kader’i inkar eden insan, iman etmemiş olur ve imansız
ölen insanların sonu, ebedi cehennemdir. Kader’i iyi öğrenmemiz lazım.
Yazının başlığında geçen soruyu ise yazının sonunda cevapladık.
Kader, CENABI ALLAH’IN
geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zamanda olan olayları bütün ahvali ve
özellikleriyle EZELİ İLMİYLE bilmesi ve yazmasıdır.
Ezel, geçmiş zamanın başı
değildir. Ezel, geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zamanı aynı anda kapsayan
bir zamansızlık alemidir. Herşeyi aynı anda bilen ve gören Allah’ın sonsuz
ilmidir.
Kaza ise kader planındaki
olayın zamanı gelince gerçekleşmesidir. Kaderde bu yazının yazılması vardı, şu
an kaza oluyor, yani yazıyorum. :)
Şimdi kaderle ilgili iki
terim öğrenelim: Cüzi ihtiyari ve izdırari kader.
Cüzi ihtiyarı, insanın,
Allah’ın verdiği iradesiyle yaptığı tercih ve seçimlerdir. Sen seçim yaptın.
Seni zorlayan bişey olmadı, imanım güçlensin diye bu sohbete gelmeyi seçtin.
Allah’ın verdiği hür iraden ile, cüzi ihtiyari’n ile…
İzdırari kader ise, bize
seçme hakkı verilmeyen Allah’ın imtihan etmek için kaderimize verdiği
hallerdir. Mesela ten, saç, göz rengi, boy, anne baba, şehir, ülke, din, vs…
İNSANI CENNET YADA CEHENNEME SOKAN
YAPTIĞI SEÇİMLERDİR
İnsanı cennet yada cehenneme
sokan cüzi ihtiyari ile yaptığı seçimlerdir. Yine Bediüzzaman Said Nursi
Hazretlerinin bir cümlesini okuyup açıkladılar.
“Teşbihte hata
olmasın, sen bir iktidarsız (ergenliğe girmemiş, küçük) çocuğu omuzuna alsan, onu muhayyer (seçimde özgür) bırakıp “Nereyi istersen seni oraya
götüreceğim” desen; o çocuk yüksek bir dağı istedi, götürdün. Çocuk üşüdü yahut
düştü. Elbette “Sen istedin” diyerek itab (azarlayıp) edip, üstünde bir tokat vuracaksın.
İşte, Cenâb-ı Hak, Ahkemü’l-Hâkimîn
(Hakimlerin
Hakimi olan Allah), nihayet
zaafta olan abdin (son derece aciz kulun) iradesini (seçimini) bir şart-ı âdi (fiili yaratma sebebi) yapıp, irade-i külliyesi (Allah’ın herşeyi kuşatan iradesi) ona nazar eder.”
Yani kısaca biz isteriz
Allah yaratır. Küçücük kibriti yakmayı biz irade ettik, Allah bizim seçimizle
evi yaktı. Sorumlu kader değil, biz seçtik. Mahşerde bunun cezasını biz
ödeyeceğiz.
Veya namaz kılmayı yada bir
iyilik yapmayı tercih ettik, bunun mükafını alacağız…
Şimdi kaderi tarif ederken
Allah’ın ezeli ilmiyle herşeyi bilip yazmasıdır demiştik ve ezel’i
açıklamıştık.
Allah kaderimizi yazarken
önceden bilerek yazıyor ve bu yazmanın irademize etkisi olmuyor.
Mesela bir adam düşünün bir
dağın başında oturuyor. Yukardan görüyorki her iki tarafta iki tren aynı rayda
birbirlerine doğru ilerliyor. Adam matematikçiymiş, hesaplıyor. Saat 14:23’te
iki tren çarpışacak diye bir kağıda yazıyor.
Ve çarpışma oluyor. Kimse
iddia edemez ki, adam yazdı diye o trenler çarpışmadı. İşte ezeli ilim budur. Allah
tüm zamanları kapsayan sonsuz ilmiyle yaşayacağımız tüm olayları bilip önceden
kader defteriimize yazmasıdır.
PEKİ KADER NEDEN VAR?
Genç Nur talebesi Fatih
Yağcı kardeşim bu bilgileri Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Kader
Risalesinden okuyup açıklamaktadır. Kader neden var sorusunu yine Kader
Risalesinden şu cümle ile cevaplayıp örnekler ile açıkladılar.
“Evet, kader, cüz-ü ihtiyarî, iman ve İslâmiyetin nihayet
merâtibinde (son
mertebesi olarak) ; kader, nefsi gururdan; ve cüz-ü ihtiyarî, adem-i mes’uliyetten
(mesuliyetsizlikten) kurtarmak
içindir ki, mesâil-i imaniyeye (imanın
şartlarına) girmişler.”
Yani yaptığı hayırlı,
işlerden gurulanmamak için kader karşına çıkar. Mesela adam çok zengin, her
sene Afrika’daki aç insanlara yardım ediyor. Bu adam havaya girebilir mi?
Giremez, kadere iman
ediyorsa giremez. Kader, yapan sen değilsin, der. Kalbindeki merhameti kim
Verdi, Bu aklı kim Verdi, malı kim nasip etti, yardım edeceğin fakiri kim
yarattı, vs. Sende ufacık bir cüzi ihtiyari var, sen irade ettin Allah yarattı.
Böylece nefsi gururdan korumak için…
Öte yandan adam kaderimde bu
yetmişlik mereti içmek yazılmışşa ben napıyım, diyor. İşte KADER karşına
çıkıyor, cüzi ihtiyari yani tercih etmek ise işlediği günahın sorumluluğunu
yüklenmesi içindir.
TDV yayınlarından çıkan
islam ilmihali kitabından kaderin tanımı ile yazımızı bitiriyoruz:
Kader sözlükte “ölçü,
miktar, bir şeyi belirli ölçüye göre yapmak ve belirlemek” anlamlarına gelir.
Terim olarak “yüce Allah’ın, ezelden ebede kadar olacak bütün şeylerin zaman ve
yerini, özellik ve niteliklerini, ezelî ilmiyle bilip sınırlaması ve takdir etmesi”
demektir.
Allah izdirari kaderimizi güzel yazsın inşallah. Benim bu hastalığımı Allah izdirari
kaderim olarak verdi. Mahşerde inşallah bu FA hastalığım Allah’a olan aşkımın
şahidi olacaktır.
“De ki: "Bizim
başımıza ancak, Allah'ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O bizim
yardımcımızdır. Öyleyse mü'minler, yalnız Allah'a güvensinler." (Tevbe Suresi, 51. Ayet)
Allah Cüzi ihtiyarimizi de olumlu
yönde kullanarak cenneti kazanacak ameller işlemeyi nasip etsin inşallah.
DUA KADERİ DEĞİŞTİRİR Mİ?
0Dua-kader ilişkisi nedir? Duanın eceli değiştirdiği, belaları uzaklaştırdığı sözü ne anlama gelmektedir?
Duanın sonuç doğuracak bir sebep olarak görülmesi, konunun kaderle ilişkisini akla getirmektedir. Tabiat olayları, sünnetullah denilen ilâhî kanunlara uygun olarak meydana gelmektedir. Başka bir deyişle tabiatta ortaya çıkan her olayın mutlaka bir sebebi vardır. İnsanın fiilleri de aynı şekilde bir sebep-sonuç ilişkisi içinde cereyan etmektedir. Sebebi ve o sebebe bağlı olarak ortaya çıkan sonucu yaratan Allah’tır. (En’âm, 6/17; Yûnus, 10/107)
KADER NASIL ŞEKİLLENİR?
Dua takdirin bir parçasıdır. Hadislerde duanın belaları def edeceğine (Tirmizî, Kader, 6; Taberânî, ed-Du‘â, s. 31-32; Beyhakî, Şu‘abü’l-îmân, V, 184) işaret edilse de, ezelde duaya bağlı olarak takdir edilmiş şeyler yine dua ile meydana gelecektir. Allah, ezelî ilmiyle kulun yapacağı duayı bildiği için kaderini ona göre şekillendirmektedir. Dolayısıyla dua, diğer sebepler gibi bir sebeptir. Başka bir ifadeyle dua sonucunda bir değişikliğin olmasını Allah dilemişse bu değişiklik, tabii sebep-sonuç ilişkisi içinde hayır veya şer olarak ortaya çıkmaktadır.
KULLUĞUN GEREĞİ
Dua, kulluğun gereğidir. Yoksa dua, Allah’ın meydana geleceğini ezelde takdir ettiği şeyin gerçekleşmesini önlemesi, takdir etmediği şeyin meydana gelmesini sağlaması için yapılan bir amel değildir. Ayrıca duadan maksat, Allah’ın bilmediği şeyi ona hatırlatma anlamını asla taşımaz. Dua, kişinin kulluğunu göstermesi, aczini ve ihtiyacını Allah’a arz etmesidir.
Kaynak: Diyanet Fetva Kurulu
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder