Einstein’in Sevgi
Mektubu
Günaydın
sevgili gönül dostlarımız, güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle…
Allah'ın
ve Resulünün SAV selam ve bereketi üzerinize olsun.
“Siz îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe îmân etmiş olamazsınız. Size işlediğiniz takdîrde birbirinizi sevmeye vesîle olacak bir amel göstereyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” (Müslim, Îmân, 93; Ebû Dâvud, Edeb, 131; İbn Mâce, Edeb, 11; Tirmizî, İstî’zan, 1.)
Kıymetli dostlar, bugün size bir mesaj verip yazıyı başlıktaki mektupla bitireceğiz:
Hz.
Mevlana’ya göre Aşk, dünyaya ait bir duygu değildir. Aşk insanlara ait
değildir. Aşk Allah'a aittir. Ancak Allah, insanı halifesi olarak ilan edip
ruhuna üfledikten sonra, kendisindeki bu duyguyu, insanın da mayasına karıştırmıştır.
Mustafa
Ceceli’nin şarkısında dediği gibi, aşk için gelmişiz biz bu cihana…
Nedir o
aşk? Ezelde, ruhlar aleminde Allah’a verdiğimiz sözdür. Biz Allah’a, Evet sen
bizim rabbimizsin, seni çok seviyoruz, sana aşığız, dedik. (bkn: Araf suresi,
172)
AŞIK OLMAK BİR
İDDİADIR
İşte biz
bu dünyaya o sözü, seni seviyorum, aşığım sözünü ispatlamaya geldik. Aşk için,
Aşık olduğumuzu ispatlamak için. Aşık olmak bir iddiadır, kanıt lazımdır.
(Hz.
Mevlana - Mesnevi, cilt 3, 4008): “Aşk bir davaya benzer, cefa çekmek de
davanın tanığıdır. Tanığı olmayan her dava mutlaka kaybedilir. Ben, cefaya
uğrayıp kemale ereceği ve safa bulacağı zaman kaçan, sonra da safa, huzur
dileyen kişinin aklına şaşarım.
Zamanın kadısı senden tanık isterse, sakın ona incinme. Cefayı, kederi,
ıstırabı güleryüzle karşıla, onları bağrına bas da hakikat definesini elde et.
Çünkü onlar, senin aşkının tanıklarıdır.”
Evet
sevginin ölçüsü fedakarlıktır. Fedakarlık yapmayanın sevgisine inanılmaz.
Annem beni
seviyor, hasta olsa bile 44 yıldır çayımı yemeğimi hazırlıyor.
Babam beni
seviyor ki, her gece defalarca uyanıp tuvaletimi yaptırıyor.
Kardeşlerim
beni seviyor ki, beni hergün arıyorlar. Erkek kardeşim her hafta gelip beni
tuvalete götürüp banyo yaptırıyor, kızkardeşim ve eniştem gelince beni
gezdiriyorlar.
Evet
sevginin ölçüsü fedakarlıktır. Kim ne kadar çok fedakarlık yapıyorsa o kadar
fazla seviyordur. Ve tabi o kadar da sevilir.
Hz.
İbrahimi ateşe attılar yine de Rabbinden vazgeçmedi. 80 sene evlat için dua
etti, ümit kesmedi. Sonra Allah ona hayırlı bir evlat verdi. Ve evladını kurban
et, kes emri geldi.
Allahı çok
sevdiği için yüreği kan ağlayarak emri uyguladı. Daha önce ateşin yakmaması
gibi bıçak kesmedi. Ve sonunda Allah, Hz. İbrahim’e Halilim, yani dostum dedi.
ŞUNU DÜŞÜNÜNCE
AĞLADIM
Peygamber
Efendimizin SAV neler çektiğini düşününce gözyaşımı tutamıyorum. Annesiz
babasız bir ömür geçirdi. Altı evladını, ilk aşkını kabre indirdi.
En yakın
arkadaşlarını, akrabalarını kaybetti, taşlandı, yaralandı. Allah için her
sıkıntıya rızayla sabretti ve hep şükretti. Ve Allah’ın habibi, sevgilisi oldu.
Geçen şuna
ağladım. Biliyorsunuz Miraç gecesi hüzün yılında yaşanmıştı. Yani Hz Hatice ve
Ebu Talibin vefat ettiği yıl.
Miraç
gecesi yaşananlar anlatılıyor ya, Efendimiz SAV semanın katlarında Hz Adem AS …,
Hz Musa, Hz İsa’yı gördü konuştu, Cebrail AS cennet cehennemi gösterdi diye…
Geçen
şöyle bir şeyi düşünürken TSM dinliyordum ve gözyaşıma hakim olamadım.
Cebrail AS
Efendimizi SAV sessizliğin hüküm sürdüğü bir sarayın önüne getiriyor. Kapı
açılınca Hz Hatice görünüyor. Efendimizi SAV görünce sevinçten ağlamaya
başlıyor.
BENİMKİ AŞK
İBADETİ İNŞALLAH
Anti
parantez anlattım bunu. Sevdiğimizin hatırına sıkıntılara sabredersek sevdiğimiz,
bizim onu sevdiğimizi anlar. Çünkü Allah kalplerin özünü bilendir.
BEN DE
ALLAH’I çok SEVDİĞİM İÇİN HER SABAH uyanıyor NAMAZ KILIYORUM.
Evet
sevgiden, aşktan… Abdülkadir Geylani Hazretleri ibadeti üçe ayırıyor.
1-KÖLE
ibadeti: Allah’tan korkusundan, cehennemde yanmaktan korktuğu için ibadet
yapmak.
2-TÜCCAR
ibadeti: Cennetteki köşk, huri için ibadet etmek; şu kadar Esma zikir yapayım
bana şifa ver, şu derdime çare ver, gibi karşılık bekleyerek ibadet…
3-AŞK ibadeti:
Allah’ın rahmeti, büyüklüğü, lütuf ve ihsanları karşısında şükür ve minnet
hisleriyle dolup aşk ve şevkle severek ibadet etmek…
Allah
hepimize aşk ve şevkle ibadet etmeyi nasip etsin.
Yazıda
vermek istediğimiz MESAJ anlaşılmıştır inşallah.
EİNSTEİN’IN SEVGİ
MEKTUBU
Yazımızı
sevgi konusunda Einstein’in kızına yazdığı mektubu ile bitiriyoruz:
1980’lerin
sonunda ünlü dehanın kızı olan Lieserl, Einstein’ın yazdığı 1400 mektubu Yahudi
Üniversitesine bağışladı; tek bir şartı vardı: babasının ölümünün üzerinden 20
yıl geçene kadar içerikleri yayınlanmayacaktı.
1879'da Almanya'da doğan Yahudi asıllı Einstein 1955'te ABD'de ölmüştür... |
Bu
okuyacağınız mektup Lieserl Einstein için olanlardan bir tanesi…
İzafiyet kuramını açıkladığım zaman çok az kişi beni anladı, şimdi
insanlığa ulaşması için yazacaklarım da bu dünyada yanlış anlaşılma ve
önyargıyla çarpışmaya mahkum.
Mektupları gerektiği sürece
korumanı istiyorum, ta ki toplum şimdi açıklayacaklarımı kabul edecek düzeye
gelene kadar.
Bilimin açıklayamadığı son
derece kuvvetli bir güç var. Bu güç herkesi kapsıyor ve yönetiyor, evrenin
çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim
tarafımızdan tanımlanamadı.
Bu evrensel güç
SEVGİDİR.
Bilim insanları, evren için
birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular.
Sevgi Işıktır, onu alıp
verenleri aydınlatan.
Sevgi yer çekimidir, çünkü
insanların birbirine çekim hissetmelerini sağlar.
Sevgi kuvvettir, çünkü
bizdeki en iyiyi çoğaltır ve insanlığın kör bencilliklerinde tükenmemesine izin
verir.
Sevgi için yaşarız ve
ölürüz.
Sevgi Tanrıdır ve Tanrı
sevgidir.
Bu güç her şeyi açıklar ve
yaşama anlam katar. Bu bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir
çelişkidir, çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı
tek enerji olduğu için sevgiden korkuyoruz.
Sevgiye görünürlük
verebilmek için, en ünlü denklemimde basit bir yer değiştirme yaptım.
Eğer E=mc2 yerine, dünyayı
iyileştirecek olan enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılacak sevgiyle
sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varıyoruz: sevgi en kuvvetli güçtür,
çünkü sınırı yoktur.
SEVGİ HAYATIN ANLAMIDIR
İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri
kullanmakta ve kontrol etmekte ki başarısızlığından sonra kendimizi başka çeşit
bir enerjiyle beslememiz zorunludur.
Eğer türümüzün hayatta
kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı
ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve
biricik cevaptır.
Belki bir sevgi bombası,
gezegenimizi harap eden açgözlülük, nefret ve bencilliği tamamen yok edebilecek
kadar güçlü bir cihaz, yapmaya hazır değiliz.
Buna rağmen her bireyin
enerjisini açığa çıkartmayı bekleyen küçük ama kuvvetli bir jeneratör var.
Bu evrensel enerjiyi almayı
ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl, sevginin hepsini yendiğini, her
şeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz, çünkü sevgi hayatın en özlü
kısmıdır.
Bütün hayatım boyunca
kalbimin içinde sana dair sessizce atanları ifade edemediğim için çok derin bir
pişmanlık duyuyorum. Belki artık özür dilemek için çok geç, ama zaman göreceli
olduğu için sana söylemem gerekiyor: Seni seviyorum ve nihai cevabı bulduğum
için sana teşekkür ederim.
Baban Albert Einstein
SEVELİM SEVİLELİM,
DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder