26 Ağustos 2019 Pazartesi

Şükretmemeye Alıştık Malesef


Şükretmemeye Alıştık Malesef

 

Merhaba sevgili gönül dostlarımız,

 

Allah'ın, Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.

 

Bu hafta Suriye’li bir alimin hatırlatmasıyla şükür ile ilgili duygularımızı paylaşacağız:

 

 

NİMETE ALIŞMA HASTALIĞI

 

Suriye'nin önde gelen alimlerinden Prof. Dr. Muhammed Ratib Nabulsi (1938) Hoca'dan:

 

En şiddetli hastalıklardan biri SİNSİ hastalıktır.

Belirtileri görülen yahut hissedilen türden değildir. Yakalandığınızda çok ciddi zarar verir.

Bu hastalığın adı “Nimete alışma hastalığı” dır.

 

Dört şekilde kendini gösterir.

 

1- Allah'ın nimetlerine alışmak.

Adeta nimet değilmiş gibi görmeye başlamak.

Nimetin nimet olduğunu hissetmeyip müktesep hak gibi görmek.

 

2- Evine giren kişinin, ‍ailesini sağ salim görmeye alışması.

Onları iyi halde görüp bunun için Allah'a hamdu sena etmemek.

 

3- Alışverişe gidip market arabasına dilediğini koyup ücretini ödeyerek evine dönerken nimeti vereni ve ona şükretmenin gerektiğini zerre miktar hissetmemek.

Bunu gayet normal bir durum olarak görüp adeta en tabii hakkı gibi telakki etmek.

 

4- Her sabah güven içinde uyanıp sağlığı yerinde, bir şikayeti ağrısı sızısı olmadan kalktığında Allah'a hamd etmemek.

 

***

 

Dikkat!

Sen bu durumlardan birisini yaşıyorsan tehlike altındasın.

 

Evine girdiğinde;

Allah sana anne baba yahut eş çoluk çocuk nimeti vermişse,

sağlıklı ve iyi bir durumda isen Allahu tealaya bol bol hamdet, şükret!

 

Hayatının nimetlere alışmanı sağlamasına izin verme.

Sen hayatını bu yüceler yücesi İlaha hamd ve şükre alıştır.

 

Nasılsın diye sorduklarında "Aynı be, ne olsun" deme!.

 

Sen sayamayacağın nimetler içindesin,

Allahu teala sana onları yeniliyor.

Güncelliyor...

Hem de hergün.

 


Niceleri o güne senin sahip olduğun nimetlerden mahrum başlamıştır.

 

Nicesi güven içindeyken o gün korkarak kalkmıştır.

 

Nice çalışan o gün işsiz kalmıştır.

 

Nice zengin o gün fakir düşmüştür.

 

Nice gözü gören o gün kör olmuştur.

 

Nice sağlıklı insan o gün sağlığını kaybetmiştir.

 

Sana ise nimetler yenilenmiştir!

 

O zaman de ki:

Allah'a hamd olsun...

 

-------------

 

HERŞEY BİR MUCİZEDİR

 

Evet aslında çoktan biz bu hastalığa yakalanmışız. Kurtulmanın yolu herşeyi bir mucize olarak görmek ve halimize sürekli şükretmektir.

 

Ama ne yazıkki kaybedince o nimetin değerini anlıyoruz.

 

Malesef biz engellilerde şükretmemeye alıştık. Geçenlerde ateşlendim, grip oldum ve her sabah hasta olmadan uyandığıma şükretmediğimi farkettim.

 

Herşey bir mucizedir, nefes almak, yürümek, görmek, müzik dinlemek…

 

Sadece Elhamdülillah çok şükür, demekle şükretmiş olmayız. Elbette demeliyiz ama birde dille şükürle beraber:

 

Gücümüzün yettiği şekilde nimetlerimizi paylaşmak, insanları mutlu etmek te şükretmektir.

Fakiri, açı yedirmek, bir yoksul akrabayı giydirmek, Hayvanlara iyilik yapmakta şükretmektir.

 

O size kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini sayacak olursanız, onları bitiremezsiniz. (Buna rağmen) kuşkusuz insan çok zalim ve çok nankördür. (İbrahim Suresi, 34. ayet)

 


Saymaktan aciz olduğum nimetlerim için binlerce ELHAMDÜLİLLAH. Çok şükür bugünüme... 


Allah bugünümüzden geri koymasın inşallah.

 


Cenabı Allah’a sürekli şükredelim, ki O’da nimetlerini sağnak sağnak yağdırsın inşallah. Çünkü buyurmuş ki;

 

“Ve düşünün ki: Rabbiniz şöyle ilan buyurdu: ‘Eğer şükrederseniz, Ben nimetlerimi daha da artırırım, ama nankörlük ederseniz haberiniz olsun ki azabım pek şiddetlidir!’ "

(İbrahim suresi, 7. ayet)

 

 

Celalin Penceresinden

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder