Pratik Kuran Okumayı Öğrenme
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız,
Yüce
Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın,
Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Bu haftaki
yazımızda yine Facebook dostlarımız için yazdığımız ve paylaştığımız ÜÇ KISA
YAZIYI daha paylaşmak istiyoruz.
Cenabı Allah
bedenlerimize sıhhat, yuvalarımıza huzur, rızkımıza genişlik, işlerimize başarı
versin inşallah. Amin.
1-NİYE BU KADAR
ÇOK İBADET EDİYORSUN?
2018
Sömestr tatilinde yanımızda kalan Lise-2’ye giden canım yeğenim Nuriye İrem
Çelik sordu bu soruyu. Kaç gece 5-6-7-8 gibi tuvalete kalkınca beni yattığım
yerde ya namaz kılarken görüyor, ya ağlayarak dua ettiğimi görüyordu. Sonunda
dayanamadı ve:
“Amca
bence sen hep sabrediyorsun, cennetliksin, neden bu kadar çok ibadet ediyorsun?” Benzer bir soruyu Hz Aişe annemiz
Efendimize SAV sormuştu.
Biraz
değiştirerek ÖNCE Efendimizin SAV cevabını İreme söyledim:
“Sahip
olduğum sayısız nimetlere şükretmek için İrem’im.”
Ardından
da asıl sebebini açıkladım, sanırım büyüyünce daha iyi anlarsın İrem’im:
Ben beş vakit namazın yanısıra, her gece teheccüd,
sabah kuşluk, akşam evvabin namazı kılıyorum; baklavalı (ağlayarak) ismen herkese uzun dualar ediyorum, salavatlar ve
tevhid çekerek bol bol Rabbimizi zikrediyorum, Perşembe günleri oruç tutuyorum…
vs.
Sen şimdi anlamadın neden amcam bu kadar kendini
yoruyor diye. Anlatayım, dinle İrem’im:
İrem senin
anlamadığın nokta şu ki, sen amacımızın sadece cennete gitmek olduğunu
sanıyorsun. Oysa cennete gitmek kolaydır, namaz, oruç, zekat, iyilik... cennet
garanti.
(Burada bir
hadisi şerife işaret var. Bir bedevi, ben, beş vakit namaz, ramazan orucu,
kırkta bir zekattan başka ibadet yapmam, deyince Efendimiz SAV, sen aksatmadan
onları yaparsan, ben cennete gireceğine kefilim, diye buyurur.)
Tamam
cennete girmek hedefimiz ama asıl gayemiz cennetteki derecemizi artırmaktır. Çünkü
70-80 yıl değil orada sonsuza kadar yaşayacağız.
Mesela
İrem yıllar önce babanın hedefi orduya girmekti. Ama girince gördüki orduda o
kadar çok rütbe varki, onbaşıdan teğmene, binbaşıdan generale, paşaya…
Şimdi
babanın emekliliği geldi ve artık rütbesini yükseltemez. İşte İrem biz her an
emekli olabiliriz, yani ölebiliriz. Ölüm bu hayattan emekliliktir.
Cennete girince, sonsuza kadar kalacağımız
cennette ne kadar çok rütbe ve dereceler olduğunu göreceğiz. Cennetteki derecemizi artırmak için bu
hayattan başka şans verilmeyecek. Hala hayattayız. DÜNYAYA BİRKEZ GELİYORUZ.
O yüzden İrem ne kadar çok ibadet edersem derecem
yükselir… Bak ne diyor Efendimiz SAV:
“Çok secde etmeye bak!
Zira senin Allah için yaptığın her secde karşılığında Allah seni bir derece
yükseltir ve bir hatânı siler.”
(Müslim, Salât 225. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 22; Tirmizî,
Salât 169; Nesâî, Tatbîk 80, 89)
Ben ise en
büyük şeye talibim. Allah’ın Cemalini seyretmeye. Bu ise sadece Allah’ın
lütfundan rızasını kazananlara ikramıdır.
Dolayısıyla
önce Allah’ın rızasını kazanmalıyım ki cennette Cemalini göstersin.
İşte bunun
için çok ibadet ediyorum İrem’im, çünkü hastalığım ilerliyor, ansızın
ölebilirim.
(Birçok
hastalığı olan yatalak bir engelli bile yapıyor, demek yapılabilirmiş diye
örnek olmak için paylaştım. Riya ve övünmekten Allah’a sığınırım. )
2-DÜNYAYA ALDANMAMAK İÇİN
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız,
Lise ikiye giden ilk yeğenim Nuriye İrem Çelik
(2002) amcası gibi yazmaya meraklı. Geçen sohbet ederken, amca okulda tenefüste
bir şiir yazdım, okuyunca arkadaşlar hayran kaldı, gerçekten sen mi yazdın
dediler.
İrem hadi şimdi benim içiin bir şiir yaz da
yeteneğini göreyim, dedim. Bir saatte ajandasına benim ağzımdan bir şiir yazdı,
evet yeteneği var çok şükür. Bakalım siz de beğenecek misiniz?
DÜNYAYA ALDANMAMAK İÇİN
Bir sabah çıktım yine bu dertli sokağa,
Yalpalayarak vardım dedemin yanına,
Her zamanki gibi dudaklarında sigara, elinde radyosu,
Sarmış etrafını tütün kokusu.
Tuttu o nasırlı elleriyle dedem,
Götürdü beni çay bahçesine,
Baktım saflık sinmiş çehresine,
Umut saçıyordu adeta çevresine.
Giderken eve, rastladım bir al güle,
Bakıyordu bana tüm masumiyetiyle,
Sanki beni kendisine esir etmek istercesine,
Kalbim verdi cevabını tam bir teslimiyetle.
Aktı elimden tüm duygularım boş bir kağıda,
Ben ay, o ise dünya,
Başım dönene kadar döndüm etrafında,
Dönme işini çok abarttım galiba.
Bıraktı beni bir başıma,
Durmaktayım sesim duyulmaz bir boşlukta,
Kimse tutmuyor elimden ,
Toprağa gömdüler beni daha ölmeden.
Bırakmadı peşimi musibet,
Başıma gelmek için sıraya girmişlerdi tek tek,
Bulutlardan boşalan dolu gibiydi,
Çökerttiler bedenimi içeri.
Sarsıldım aldığım haberle ,
Kederimden girmek istiyordum yerin dibine,
Artık hiçbir işlev görmeyecekti bu ayak,
Gece gündüz vakit geçirdim yorganımın altında ağlayarak.
Sonradan anladım neden işlev görmediğini,
Bu renkli dünyaya aldanmamak içindi,
Belki Rabbime secde edecek yoktu ayaklarım,
Yeterdi semaya kalkacak elim ve dilimdeki dualarım.
Nuriye İrem Çelik (29 Ocak 2018)
Aferin
maşallah sana… Allah sana hayırlı, güzel bir kader çizsin İrem’im inşallah.
3-KURANI KERİMİ ÖĞRENMEK İÇİN PRATİK YÖNTEM
Öncelikle
belirtmeliyimki, Kuranı Kerimin Türkçe mealini okumak, anlamadan Arapça
okumaktan çok daha değerlidir. Çünkü Kuran okunup anlaşılsın ve uygulansın diye
inmiştir.
Elbette orjinal dili Arapça’dan okumak da çok
sevaptır. Bir de ne okuduğumuzu bilirsek bu çok daha fazla sevap kazandıracaktır.
Acizane fakiriniz on yıldır her Perşembe
Youtube’dan arapça Yasin suresi dinlerken aynı anda ekranda Türkçe mealini
okudum. Son bir yıldır ise her sabah Arapça Yasin okuyorum.
Arapça Yasin’i şimdi Kabe imamları gibi 12-13
dk’da okuyorum. Nasıl hızladım anlatayım.
Yıllardır dinleye dinleye nerdeyse ezberlediğim
Yasini Şerifi artık orjinal dilinden de okumalıyım, diye karar aldım. Öncelikle
ilkokul yaz Kuran kursunda öğrenip unuttuğum Kuran alfabesi Elifba’yı internetten üç günde tekrar öğrendim.
Harfler, heceler tamamdı ama pratik lazımdı.
Yıllardır dinlemekten iyice aşina olduğum Yasin suresini arapça harflerden
okumaya başladım. İlk 12 ayeti çok hızlı okuyordum. Fakat geri kalan ayetleri
okumam 55 dk alıyordu, çünkü heceleyerek çok zorlanıyordum.
Sonra
telefona bir uygulama indirdim. “İnternetsiz Kuranı Kerim” isimli bu uygulamada
ayetleri arap ve latin harfli yazılışı, ayrıca Türkçe meali ve tefsiri vardı.
Önce telefondan aylarca Yasinin ilk 12 ayetini
arapça, kalan ayetleri latin harflerinden okudum. Efela yeşkurun gibi. Fakat
bir sure sonra farkettimki, ayete başlayınca gerisini ezberden söylüyorum.
O zaman 43. Ayete kadar arapça, kalanını latin
harflerinden okudum. Böylece Yasini toplam 40 dk’da okuyordum. Aylarca da böyle
devam ettim. Tabi yine Yotube’dan arapçada dinleyip Tükçe mealini okumaya devam
ediyordum.
Söyleyeceğimin özeti şu ki ben elifbayı tekrar
internetten öğrendim. O uygulamadan arapça okurken zorlanınca hemen altındaki
latin harfli yazılıştan kontrol ettim.
Sabırla
okuya okuya hızlandım ve bugün her sabah 12-13 dk’da okuyorum, üstelik
defalarca meal ve tefsir okuduğumdan, okuduğum her kelimenin anlamını anlayabiliyorum
elhamdülillah.
Efendim hayat çok kısa, nelere vakit ayırmıyoruz.
Allah’tan gelen mektup olan Kuranı birkez okumadan kabre girenler var malesef. Ah
keşke dememek için biz de şimdi karar verelim.
Cenabı Allah
Kuran’ı
okumayı,
okuduklarımızı
anlamayı,
anladıklarımızla
amel etmeyi
ve kainata
Kuran gözlüğünden bakmayı cümlemize nasip etsin inşallah.
Amin…
İki haftada bir Harikalar diyarı parkı'nda gerçekleştirdiğimiz komşularla çay sohbetinin Ramazan öncesi son buluşması... Yaşamak herşeye rağmen çok güzel... |
Efendimizin SAV, "Yeryüzü bana mescit kılındı." hadisine uyarak sevgili Efkan Vural hocamın imamlığında ikindiyi kıldık, büyük manevi lezzet aldık elhamdülillah. - 2 Mayıs 2018 Çarş |
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder