Duanın Kabul Edilmesini
İstiyorsan
Merhaba
sevgili gönül dostlarımız,
Yüce
Allah’tan hayırlarla dolu güzel bir HAFTA geçirmenizi niyaz ederiz.
Allah'ın,
Resulünün SAV ve de sevdiklerinin selam ve bereketi üzerinize olsun.
Bu haftaki
yazımızda Youtube’da rastladığımız bir videoda geçen yaşanmış hikayeyi, uygulanıp
duamızın kabul olması için aktarmak istiyoruz.
Aktarıyoruz
çünkü dostum ve eski komşum ilahiyatçı Efkan Vural hocam fakirinize, bir Hadisi
Şerife iltibasla, Celal sen çok iyi bir ilim taşıyıcısısın, der.
Hikaye,
dört büyük mezhepten birisinin kurucusu büyük Hadis alimi imam Ahmet Bin Hanbel
Hazretlerinin yaşadığı bir olay.
Bu
hadiseyi, Hanbel Hazretlerinin kitabından arapça çevirip videoda bize anlatan
İbrahim Gadban isimli bir Hocaefendi. Allah ondan razı olsun.
Video şu: (5dk)
Şimdi
aynen anlatılan hikayeyi anlatarak yazıya başlıyoruz:
İSTİĞFAR ET Kİ
DUAN KABUL OLSUN
Ahmet bin Hanbel Hazretleri hadis derlemek amacıyla uzak bir yere
giderken yolda yağmur başlıyor, ama sicim gibi yağıyor rahmet. İmam Ahmet o
şehrin Camisine giriyor, geceyi orada geçireyim, diyor.
Fakat biraz sonra birisi gelip camiide kalamayacağını caminin tadilatta
olduğunu söylemiş. Bari eşikte yatayım demiş, onada hayır demiş. Alim bir zat
olduğu için münakaşaya girmemiş. Şehirde
ilerlemeye başlamış. Fakat sicim gibi yağmur yağıyor.
Ahmet bin Hanbel hazretleri bir fırının önünden geçerken fırıncı merhamet edip içeri davet ediyor. Gel bari islanma bu gece yanımda dur diye ona bir yer gösteriyor. İmam Ahmet fırıncıyı seyretmeye başlıyor.
Fırıncı fırından her ekmeği çıkardığında, sürekli Estagfirullah
diyormuş. Birinci ekmeği çıkarıyor, Estağfirullah, ikinci ekmeği çıkarıyor
Estağfirullah, … hep Estağfirullah diyormuş.
Ahmet bin Hanbel Hazretlerinin dikkatini çekmiş. Ve fırıncıya, görüyorumki dilini sürekli istiğfara alıştırmışsın, peki bu istiğfarın meyvesini, faydasını gördün mü diye sormuş.
Fırıncı, istiğfarım sayesinde bugüne kadar Rabbimden ne istediysem bana verdi, iş, aş, ev, çocuk, vs. sadece bir dua'm halen kabul olmadı, demiş.
Ahmet bin Hanbel Hazretlerinin dikkatini çekmiş. Ve fırıncıya, görüyorumki dilini sürekli istiğfara alıştırmışsın, peki bu istiğfarın meyvesini, faydasını gördün mü diye sormuş.
Fırıncı, istiğfarım sayesinde bugüne kadar Rabbimden ne istediysem bana verdi, iş, aş, ev, çocuk, vs. sadece bir dua'm halen kabul olmadı, demiş.
Acaba o kabul olmayan dua neydi?
Ahmet bin Hanbel Hazretleri, nedir o kabul olmayan dua diye sormuş.
Fırıncı demişki; Ahmet bin Hanbel Hazretlerinin mübarek yüzünü görüp, duasını alıp, sohbetiyle şereflenmekti.
Ahmet bin Hanbel Hazretleri;
“Müjdeler olsun sana, Allahü teâlâ duanı öyle bir kabul etti ki, beni sana getirdi, Ahmet bin Hanbel benim'' buyurmuş.
Ahmet bin Hanbel Hazretleri, nedir o kabul olmayan dua diye sormuş.
Fırıncı demişki; Ahmet bin Hanbel Hazretlerinin mübarek yüzünü görüp, duasını alıp, sohbetiyle şereflenmekti.
Ahmet bin Hanbel Hazretleri;
“Müjdeler olsun sana, Allahü teâlâ duanı öyle bir kabul etti ki, beni sana getirdi, Ahmet bin Hanbel benim'' buyurmuş.
*******
Videoda hikayeyi nakleden İbrahim Gadban
Hocaefendi şunları söyleyerek videoyu bitiriyor:
Derdin mi
var, istiğfara sarıl.
Borcun mu
var, istiğfara sarıl.
Çocuğun mu
olmuyor, istiğfara sarıl.
Çocuğun
laf mı dinlemiyor, istiğfara sarıl.
Zalimlerle
mi başın dertte, istiğfara sarıl. …
Her türlü
sıkıntının devası istiğfar da var Allah’ın izniyle.
*************
Ben bizzat
şahidim, ben de dualarımda bol bol Estağfirullah diyip Allah’tan bağışlanma
dilerim, belki yüz kez söylerim ve pek çok duam aynen kabul edildi
elhamdülillah.
Yazımızı, konuyu araştırırken internette
rastladığımız şu yazıyla bitiriyoruz:
İSTİĞFARIN ÖNEMİ
Birgün
adamın biri İbni Barzak’a gelir ve derki:
“Ey Hazret
evlendim seneler geçti fakat hala bir çocuğum olmadı.”
İbni
Barzak rahmetullahi aleyh kendisine;
İstiğfar
getir, “Estağfirullah el-Azim” kelimesini dilinden eksik etme, der.
Birkaç ay
sonra adam tekrar gelir ve der ki;
“Ey Hazret
dediğini yaptım karım hamile kaldı.” der.
Başka bir
adamda Hasan Basri’ye gelir ve der ki;
“Ey Hasan
Basri gökyüzü yağmuru kesti, kıtlık vardır.”
Hasan
Basri rahmetullahi aleyh;
İstiğfar
getir “Estağfirullah el-Azim” (Şânı pek yüce
olan Allah’tan bağışlanmamı diliyorum) kelimesini dilinden eksik
etme, der.
Başka biri
gelir yine Hasan Basri’ye:
“Ya Hasan
Basri çok fakirim ekmek bulamıyorum.” Der.
Hasan
Basri bu kişiye de;
İstiğfar
getir “Estağfirullah el-Azim” kelimesini dilinden eksik etme, der.
Ardından
meclistekiler Hasan Basri’ye her gelip şikayet edene “istiğfar getir
“Estağfirullah el-Azim” kelimesini dilinden eksik etme” diyorsun diyerek bir
nevi sitem ederler.
Hasan Basri
onlara Allah tealanın şu ayetini okumuyormusunuz diyerek onlara Nuh suresinin
10-12 ayetlerini okudu;
فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ اِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا يُرْسِلِ السَّمَاءَ عَلَيْكُمْ مِدْرَارًا وَيُمْدِدْكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَنٖينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَارًا
“Dedim ki:
‘Rabbinize istiğfar getirin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır.’ ‘Bağışlama dileyin
ki, üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.’ Mallarınızı ve oğullarınızı
çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.” (NÛH suresi 10-12. ayet)
**********
İSTİĞFÂRIN ÜÇ FAYDASI
Rasûlullah
-sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir hadîslerinde, istiğfârın faydalarını şöyle
beyan buyurmuşlardır:
“Bir kimse istiğfârı dilinden düşürmezse,
Allah Teâlâ ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu
gösterir ve ona ummadığı yerden rızık verir.” (Ebû Dâvûd, Vitir, 26/1518;
İbn-i Mâce, Edeb, 57)
Peygamber Efendimiz
SAV; Her kim şu istiğfarı yaparsa günahları bağışlanır, der. Ben de her gece yatarken
üç kez okurum, inşallah tavsiye ederim:
Estağfirullâh’ellezî lâ ilâhe illâ hû, el-Hayye’l-Kayyûme ve
etûbü ileyh:
“Kendisinden başka ilâh bulunmayan, ebedî hayatla daima diri olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı yöneten Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim’
“Kendisinden başka ilâh bulunmayan, ebedî hayatla daima diri olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı yöneten Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim’
Celalin Penceresinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder