Neden yanlış şıklar
verilir?
Bu başlığın seçiliş nedenini
yazıyı okuyunca anlayacaksınız inşallah.
Öncelikle, hepimiz
kuşkusuz Allah’a inanıyoruz, değil mi?
Bir an düşünelim : Bu bilgisayarın
klavyesindeki harflere rastgele basılsa, Word’de bu kelimelerin, cümlelerin, paragrafların
yani bu yazının oluşması imkansızdır, değil mi?
Bir köy bile muhtarsız
olamazken; nasıl oluyor da şu koskoca kainattaki muhteşem sanat ve kusursuz
düzen kendi kendine, sahipsiz, idaresiz olur?
8 Mp kameralı cep
telefonumuzu bile tasarlayan mühendisler varken, elbette 257 megapiksellik kusursuz
gözümüzü de yaratan vardır. O yaratıcı ALLAH’tır.
Tamam zaten Allah’a
inanıyoruz; peki Hz Muhammed’e SAV ve Kuran’a inanıyor muyuz?
Çevremde gözlemlediğim
kadarıyla, bu konuda inancımız zayıf... Eğer Kuran’ı düşünerek ve anlayarak
okusaydık, -türkçe mealini bile- Kuran’ın insan sözü olamayacağını anlar ve
otomatikman peygamberimizin SAV Allah’ın elçisi olduğuna iman ederdik.
Yaşadığımız dünya
hayatını, kime sorsak burası yalan dünya, hepimiz imtihandayız diyor. Evet öyle,
zaten bu gerçeği şu ayetler açıklıyor:
“Doğrusu
biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın sularından)
yarattık da onu işitici, görücü yaptık.” (İNSAN/2)
“O,
hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O,
üstündür, bağışlayandır.” (MÜLK/2)
“Her
nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle
deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.” (ENBİYA/35)
“Biz
yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık ki, insanların
hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim.” (KEHF/7)
“Çaresiz
biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden
eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!” (BAKARA/155)
Tamam, dünyanın
imtihan için olduğunu biliyoruz. Fakat, ne için ve ne ile imtihan oluyoruz? Gerçi
bilmek ayrı, ona göre yaşamak ayrıdır, neyse...
Allah, insanları
dünyaya imtihan etmek için göndermiştir. Peki ne ile mücadele edeceğiz? İçimizdeki
kötülüğü emreden nefis ve göğüslere vesvese veren şeytanlar ile ...
Zaten Peygamberimiz
SAV bir savaştan Medine’ye dönünce demiştir ki “Küçük cihattan büyük cihada
geldik“ Yani nefis ile savaşa...
Ama şeytanında,
nefsimizinde hiçbir gücü yok. Şeytan sadece kulağımıza vesveseler fısıldıyor, nefis
ise sürekli istek ve arzu gibi dürtüler yolluyor.
Allah, insana irade
yani seçme hakkı verdi. İşte biz bunların telkinlerine uyma ya da uymamayı
seçiyoruz. Ona göre melekler ellerindeki tablete günah yada sevap
kaydediyorlar. İşte imtihanımız budur.
İmtihan sonucu,
mahşerde büyük mahkemede belli olacak. Sevaplarımız, günahlarımızdan ağır ise
cennete; değilse cehenneme götürüleceğiz... -Allah korusun-
“İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet
ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar.” (BAKARA/82)
“Kim de
âyetlerimizi yalanlar ve onlara karşı büyüklük taslarsa, işte onlar
cehennemliktirler ve orada ebedî olarak kalacaklardır.”
(A'RAF/36)
Dünyanın imtihan yeri,
ne için ve ne ile imtihan olduğumuzu da biliyoruz fakat nasıl imtihan olduğumuz
ise yazının başlığı ile ilgilidir.
Bir an düşünelim,
üniversite sınavındayız. Soru şu: Türkiye’nin en uzun akarsuyu hangisidir?
A) Yeşilırmak B) Fırat
C) Kızılırmak D) Dicle
Elbette doğru cevap
Kızılırmak’tır. Diğer yanlış olan şıklar, öğrencinin konuya çalışıp çalışmadığı
test etmek için aslında bilinçli olarak yanlış verilmiştir.
Rabbimiz, bizi dünya
imtihanında etrafımızdaki herşeyle deniyor ve üstelik her olayla da... Kuran’da
Rabbimiz mal, evlat, eş, vs. herşey imtihan vesilesidir, diyor. (Tegabün
suresi, 14,15. ayet)
Mesela bir gencin
patronu ateist biriyse, ona şirin görünmek için namazı bırakıyor. Genç, rızkını
verenin patronu olduğuna inanırsa, bu şirktir.
Geçen Facebook’ta
inançsız bir genç şunu paylaşmış: Madem Allah herşeyi bizim için yarattı. Domuz
eti ve içki neden haram olsun ki? Ona yorum yazmadım ama yazsaydım şunu derdim:
Evet Allah herşeyi
bizim için yarattı ama bazı yarattığı şeylere bizi sınamak için yasak koydu.
Bunları yapmayın, dedi. Ben içmiyorum çünkü Rabbim istememiş dersin, itaat
edersin. Ama helal olan içecekler o kadar çok ki...
Kahve, soda, meyve
suyu, ayran, kola, gazoz ve ÇAY varken değil mi?...
Şeytan ve nefsin
telkinlerine acizane birer örnek vereyim. Mesela Facebook’ta bir arkadaşımın
paylaştığı güzel kadın göğüs dekoltesini gördüğüm o an:
Resmi gördüğüm ilk o
saniye şeytan fısıldıyor, dur geçme, iyi bak şu güzelliğe... Ben hemen sayfayı
kaydırıp o resme bir daha bakmıyorum...
Hz. Peygamber
SAV Hz. Ali'ye şöyle buyurmuşlardır: "Ya Ali, ilk bakıştan sonra ikinci
kez bakma. İlk bakış bağışlanabilir, ama ikincisi değil", (Tirmizi, İmam
Ahmed, Ebu Davud, Darımî)
Nefsimiz de
içimize sürekli istekler gönderir. Hadi acıktım yav, hamburger al, kola al,
cips al, dondurma al, baklava al vs. ... Atalar diyor ya, insan nefsini ancak
toprak doyurur.
Ancak Rabbimiz
bizi dünyadaki bu imtihanımızda yanlız bırakmamıştır. Euzu-besmele çekip
Allah’a sığınınca, şeytanın şerrinden koruyor.
Nefis ile
mücadele etmemiz için, Rabbimiz bizi Ramazan’da bir ay kampa alıyor. Gözümüzü,
dilimizi haramdan, ve nefsani dürtülerden kurtulmayı öğrenmemiz için, Allah
bize, bir ay oruçla tabiri caizse idman yaptırıyor.
Allah hepimize imtihanımızın
sonuna kadar, doğru şıkları şeçmemizi nasip etsin..
*********
BU YAZIM İNTERNET ÜZERİNDEN YAYIN YAPAN AYLIK
ESKİCİ DERGİSİNİN Aralık SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder