8 Aralık 2013 Pazar

Neden yanlış şıklar verilir?


Neden yanlış şıklar verilir?

 


Bu başlığın seçiliş nedenini yazıyı okuyunca anlayacaksınız inşallah.

Öncelikle, hepimiz kuşkusuz Allah’a inanıyoruz, değil mi?

 

Bir an düşünelim : Bu bilgisayarın klavyesindeki harflere rastgele basılsa, Word’de bu kelimelerin, cümlelerin, paragrafların yani bu yazının oluşması imkansızdır, değil mi?

 

Bir köy bile muhtarsız olamazken; nasıl oluyor da şu koskoca kainattaki muhteşem sanat ve kusursuz düzen kendi kendine, sahipsiz, idaresiz olur?

 

8 Mp kameralı cep telefonumuzu bile tasarlayan mühendisler varken, elbette 257 megapiksellik kusursuz gözümüzü de yaratan vardır. O yaratıcı ALLAH’tır.

 


Tamam zaten Allah’a inanıyoruz; peki Hz Muhammed’e SAV ve Kuran’a inanıyor muyuz?

 

Çevremde gözlemlediğim kadarıyla, bu konuda inancımız zayıf... Eğer Kuran’ı düşünerek ve anlayarak okusaydık, -türkçe mealini bile- Kuran’ın insan sözü olamayacağını anlar ve otomatikman peygamberimizin SAV Allah’ın elçisi olduğuna iman ederdik.

 

Yaşadığımız dünya hayatını, kime sorsak burası yalan dünya, hepimiz imtihandayız diyor. Evet öyle, zaten bu gerçeği şu ayetler açıklıyor:

 

“Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın sularından) yarattık da onu işitici, görücü yaptık.” (İNSAN/2)

 

“O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.” (MÜLK/2)

 

“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.” (ENBİYA/35)

 

“Biz yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık ki, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim.” (KEHF/7)

 

“Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!” (BAKARA/155)

 

Tamam, dünyanın imtihan için olduğunu biliyoruz. Fakat, ne için ve ne ile imtihan oluyoruz? Gerçi bilmek ayrı, ona göre yaşamak ayrıdır, neyse...

 

Allah, insanları dünyaya imtihan etmek için göndermiştir. Peki ne ile mücadele edeceğiz? İçimizdeki kötülüğü emreden nefis ve göğüslere vesvese veren şeytanlar ile ...  

 

Zaten Peygamberimiz SAV bir savaştan Medine’ye dönünce demiştir ki “Küçük cihattan büyük cihada geldik“ Yani nefis ile savaşa...

 


Ama şeytanında, nefsimizinde hiçbir gücü yok. Şeytan sadece kulağımıza vesveseler fısıldıyor, nefis ise sürekli istek ve arzu gibi dürtüler yolluyor.

 

Allah, insana irade yani seçme hakkı verdi. İşte biz bunların telkinlerine uyma ya da uymamayı seçiyoruz. Ona göre melekler ellerindeki tablete günah yada sevap kaydediyorlar. İşte imtihanımız budur.

 

İmtihan sonucu, mahşerde büyük mahkemede belli olacak. Sevaplarımız, günahlarımızdan ağır ise cennete; değilse cehenneme götürüleceğiz... -Allah korusun-

 

“İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar.” (BAKARA/82)

 

“Kim de âyetlerimizi yalanlar ve onlara karşı büyüklük taslarsa, işte onlar cehennemliktirler ve orada ebedî olarak kalacaklardır.” (A'RAF/36)

 

Dünyanın imtihan yeri, ne için ve ne ile imtihan olduğumuzu da biliyoruz fakat nasıl imtihan olduğumuz ise yazının başlığı ile ilgilidir.  

 

Bir an düşünelim, üniversite sınavındayız. Soru şu: Türkiye’nin en uzun akarsuyu hangisidir?

A) Yeşilırmak B) Fırat C) Kızılırmak D) Dicle

 

Elbette doğru cevap Kızılırmak’tır. Diğer yanlış olan şıklar, öğrencinin konuya çalışıp çalışmadığı test etmek için aslında bilinçli olarak yanlış verilmiştir.

 

Rabbimiz, bizi dünya imtihanında etrafımızdaki herşeyle deniyor ve üstelik her olayla da... Kuran’da Rabbimiz mal, evlat, eş, vs. herşey imtihan vesilesidir, diyor. (Tegabün suresi, 14,15. ayet)

 

Mesela bir gencin patronu ateist biriyse, ona şirin görünmek için namazı bırakıyor. Genç, rızkını verenin patronu olduğuna inanırsa, bu şirktir.

 

Geçen Facebook’ta inançsız bir genç şunu paylaşmış: Madem Allah herşeyi bizim için yarattı. Domuz eti ve içki neden haram olsun ki? Ona yorum yazmadım ama yazsaydım şunu derdim:

 

Evet Allah herşeyi bizim için yarattı ama bazı yarattığı şeylere bizi sınamak için yasak koydu. Bunları yapmayın, dedi. Ben içmiyorum çünkü Rabbim istememiş dersin, itaat edersin. Ama helal olan içecekler o kadar çok ki...

 

Kahve, soda, meyve suyu, ayran, kola, gazoz ve ÇAY varken değil mi?...

 

Şeytan ve nefsin telkinlerine acizane birer örnek vereyim. Mesela Facebook’ta bir arkadaşımın paylaştığı güzel kadın göğüs dekoltesini gördüğüm o an:

 

Resmi gördüğüm ilk o saniye şeytan fısıldıyor, dur geçme, iyi bak şu güzelliğe... Ben hemen sayfayı kaydırıp o resme bir daha bakmıyorum...

 

Hz. Peygamber SAV Hz. Ali'ye şöyle buyurmuşlardır: "Ya Ali, ilk bakıştan sonra ikinci kez bakma. İlk bakış bağışlanabilir, ama ikincisi değil", (Tirmizi, İmam Ahmed, Ebu Davud, Darımî)

 

Nefsimiz de içimize sürekli istekler gönderir. Hadi acıktım yav, hamburger al, kola al, cips al, dondurma al, baklava al vs. ... Atalar diyor ya, insan nefsini ancak toprak doyurur.

 

Ancak Rabbimiz bizi dünyadaki bu imtihanımızda yanlız bırakmamıştır. Euzu-besmele çekip Allah’a sığınınca, şeytanın şerrinden koruyor.

 

Nefis ile mücadele etmemiz için, Rabbimiz bizi Ramazan’da bir ay kampa alıyor. Gözümüzü, dilimizi haramdan, ve nefsani dürtülerden kurtulmayı öğrenmemiz için, Allah bize, bir ay oruçla tabiri caizse idman yaptırıyor.  

 

Allah hepimize imtihanımızın sonuna kadar, doğru şıkları şeçmemizi nasip etsin..

 

Celal Çelik                    Ankara  ( Konya-Ereğli )

http://celal1973.blogspot.com/


 
*********
 
BU YAZIM İNTERNET ÜZERİNDEN YAYIN YAPAN AYLIK ESKİCİ DERGİSİNİN Aralık SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder