26 Kasım 2014 Çarşamba

Muhtaç birine hizmet mi, nafile ibadet mi?


Muhtaç birine hizmet mi, nafile ibadet mi?


 


 

Ramazanda izlediğim programının adı “Aşk Bir Davaya Benzer“ idi. Aynı isimde hocamızın birde kitabı varmış. Hatta bu kitabı ricam üzerine dostum Aydın Kaynarca bey bana ulaştırmıştı. Allah razı olsun... 

 
Aydın Kaynarca bey ve ben bir cuma çıkışında




Kışın Ankara’da Ocak 2014’te izlediğim TV programı hakkında “H. Nur Artıran - Ab-ı Hayat” isimli bir yazı yazmıştım. Hatta en çok okunan yazımız odur. O yazı sayesinde hocamızın sevenlerinin kurduğu Facebook grubunu buldum.

 

O Facebook grubunda hocamızın “Herkes Seni Terk Etse, Aşk Terk Etmez” isimli yeni kitabının duyurusunu gördüm. Aydın Kaynarca bey dostuma bu kitabı alabilmen mümkün mü? diye sordum.

 

Sağolsun Aydın bey internetten sipariş etmiş. 2014 yazında Ereğli’ye ziyaretime gelirken kitabı getirdi. İnsanın nazının geçtiği bir dostu olması ne güzel. Allah razı olsun, seni seviyorum dostum...

 

Geçen gün akşam yatarak o kitabı okuyordum. Kitapta okuduğum Nur Artıran hocamızın ibadet ile ilgili bazı tespitleri bana babamı düşündürttü.  

 

Öncelikle ibadetleri sadece şekli olarak yapmayı yeterli bulmak çok büyük bir kayıptır, dedi.

 

Yani hocamız namazımızı samimi bir kalple, huşu ile kılalım demek istiyor...

 

"Namazlarını hûşu ile kılan müminler kurtuluşa ermişlerdir." (Mü'minun suresi, 1. ayet)

 



Nur hocamız ibadetlerimizi sadece belirli kalıplar içinde sınırlamak da yanlış olur. Çünkü temiz ve güzel olan her türlü hal ve davranışlarımız Hakk yanında ibadet yerine geçer, dedi.

 

Bu konuda Ebu’l-Hasan Harakani Hazretlerinin (962-1033) kitabından bir menkıbe paylaştı ki bana babamı düşündüren şeydi:

 


 

Bu sebepten ertesi gün kardeşine; "Bu gece de anneme sen hizmet et, ben ibâdete devam edeyim." dedi. Kardeşi kabûl etti. İbâdet ederken secdede uyuya kaldı ve o anda bir rüyâ gördü.

 

Rüyâsında bir ses ona; "Annene hizmet eden kardeşini affettik, seni de onun hâtırı için bağışladık." deyince, genç; "Ben, Allah'a  ibâdet ediyorum. Kardeşim ise anneme hizmet ediyor. Fakat beni, onun yaptığı amel yüzünden bağışlıyorsunuz." dedi.

 

Ses ona; "Evet, senin yaptığın ibâdetlere bizim hiç ihtiyâcımız yok. Fakat kardeşinin annene yaptığı hizmetlere, annenin ihtiyâcı vardı." dedi."

 

 

Ebu’l-Hasan Harakani Hazretlerinin halini Feridüddin Attâr hazretleri şöyle tarif ediyor:

 

“Âbid sabahleyin kalkar, ibadetini artırmaya çalışır; Zâhit de zühdünü artırma peşine düşer; Bu Ebu'l Hasan da bir kulun gönlünü mutlu etme derdindedir…”

 

Nur hocamız bu tespiti anlattıktan sonra diyor ki;

 

“Kulluk budur, bir kulun gönlünü hoş etmeye çalışmak... Ne ibadetini artırmak, ne zühdünü artırmak, ne de zühd ve takvasıyla mağrur olmak...

 

Asıl ibadet, her sabah uyanıldığında, “Ya Rab, acaba bugün hangi kuluna hizmet edebilirim? Hangi kulunun gönlünü hoş edebilirim? diyebilmektir. ”

 

Nur Artıran hocamız bildiklerini uygulayan çok değerli bir alimdir. Bu Fakiriniz Celal’in her Cuma attığı Hayırlı Cumalar SMS’ine o yoğunluğuna rağmen cevap yazıyor. Fakiri mutlu ediyor, Hakk razı olsun.

 


 

Biliyorsunuz ramazanın son on günü itikafa girme sünneti vardır. O on gece gündüzü camide sırf ibadetle geçirmek çok sevaptır. Ama bakın bu sevaptan daha büyük sevap neymiş?

 

İbni Abbas Efendimiz itikâfa girmiş, birisi gelmiş, bakmış ki gelen adamın durumu perişan… Sormuş, “nedir seni üzen?” Adam demiş ki: “Bir kişiye borcum vardı, ödeyemiyorum.”

 

Bunun üzerine İbni Abbas; “Senin için o kişiyle görüşüp de şefaatçi olmamı ister misin?” demiş. Adam; “çok iyi olur” deyince İbni Abbas mescitten çıkmış. Adam; “Sen itikâfta değil misin, nasıl çıkıyorsun mescitten” deyince İbni Abbas, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem’in kabrini göstererek:

 

-“Vallahi şurada yatan zattan işittim ki: Bir Müslümanın bir kardeşinin işini görmesi benim mescidimdeki on yıl itikâftan daha hayırlıdır.”

 

İtikaf ibadeti güzel bir şeydir ama bir Müslümana yardımcı olmak ondan daha efdaldir. Yani kısmî süreli inzivaya çekilmek, uzlet vardır ama hizmet bundan daha önemlidir.

 

 

Muhtaç bir kula hizmet etmek nafile ibadetten hayırlıdır. Nafile’nin anlamını yanlış biliyoruz. Boşuna, gereksiz gibi anlamlar yüklenmiş ama bu dini anlamı değildir.

 

Nafile ibadet, dinen yapılması farz olmayan ama yapıldığında Allah’ın rızasını kazanmaya sebep olacak çok sevaplı ibadetlerdir. İtikaf, Teheccüd namazı, pazartesi, Perşembe orucu gibi...

 

 

Celalin Penceresinden

 

 

1 yorum:

  1. Celal Bey gönül pınarınızdan ruhumuza serinlik veren berrak sular akmış yine. Bu güzel yazınız için çok teşekkür eder, daha nice güzelliklere vesile olmanızı niyâz ederiz. Sevgi ile
    Sevcan Vatansever

    YanıtlaSil